Mazbatanız alındığı zaman çok moralim bozulmuştu ama o gece yaptığınız konuşma içimde muhteşem bir umut doğurdu'' dedi. İmamoğlu'nun Çakır'a yanıtı, ''Hiçbir zaman umutsuz olmayacağız. En çok da siz gençlere güveniyorum'' oldu. Ardından Çakır ekledi: ''Siz kollarınızı sıvadınız, biz de sıvayacağız.'' İmamoğlu, pazarın ardından Topkapı'daki bir otelde kanaat önderleriyle bir araya geldi.
ZEYTİNBURNU / İSTANBUL
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin seçilmiş Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hırka-i Şerif ziyaretinin ardından soluğu Zeytinburnu Çarşamba Mahallesi'ndeki semt pazarında aldı. Vatandaşların alkışlarıyla karşılanan İmamoğlu, yoğun ilgi altında pazarda zorlukla ilerleyebildi. Vatandaşlar ve pazarcı esnafı, İmamoğlu ile ''selfie'' ve canlı yayın yapabilmek için birbirleriyle yarıştı. İmamoğlu, bu Pazar ziyaretinde de ilginç anlar yaşadı. Ayağında eski pabuçlar gördüğü küçük bir çocuk İmamoğlu'nu duygulandırdı. Gözleri dolan İmamoğlu, bir süre zor anlar yaşadı. Bu sırada İmamoğlu'nun yanına yaklaşan 19 yaşındaki Nacican Çakır ile seçilmiş İBB Başkanı arasında ilginç bir diyalog geçti. Üniversiteye hazırlandığını belirten Çakır, ''17 gün uyuyamadım seçim sürecinde. Mazbatanız alındığı zaman çok moralim bozulmuştu ama o gece yaptığınız konuşma içimde muhteşem bir umut doğurdu'' dedi. İmamoğlu'nun Çakır'a yanıtı, ''Uyu, dersine çalış. Üniversite sınavını kazan olur mu? Hiçbir zaman umutsuz olmayacağız. En çok da siz gençlere güveniyorum'' oldu. Ardından Çakır ekledi: ''Siz kollarınızı sıvadınız, biz de sıvayacağız.'' İmamoğlu, gazetecilerin sorularını Pazar çıkışında yanıtladı. İmamoğlu'na sorulan sorular ve seçilmiş İBB Başkanı'nın verdiği yanıtlar şöyle oldu:
Dün genç bir esnafla yaşadığını diyalogun ardından İçişleri Bakanı Süleynan Soylu'dan bir açıklama geldi. ''Ekrem Bey son günlerde çok gergin. Az önce bir genci tokatladı'' şeklinde açıklaması oldu…
- Neyse. Bazı insanların görme bozukluğu olabilir. Kendisine bir hekim tavsiye ediyorum. Bizim öyle bir sıkıntımız yok. Toplumla herkesle diyalog kurma çabam var benim. Bazen insanların kalbini buz kaplar. Biz insanların kalbindeki buzu eritmeye geldik. Onları aldatan bir medyanın olduğunu biliyorum. Yanlış bilgiyi servis eden basın kuruluşlarının olduğunu biliyorum. Kesip, biçip sadece bir bölümüyle insanların iftiraya maruz kalma çabası içinde olan bilgi verme konusunda kirli bilgi aktaran kurumlar olduğunu biliyorum. Kirlenmemelerini istiyorum. Onlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Çabam bu yönde. O genç kardeşime de onu yapmaya çalıştım ama o dinlemek istemedi. Tam da bu işte. Kapalı bir toplum oluşması. Tek yönlü bilgi edinmesi. Çünkü kirli bilgi. Bu işi bu şekilde yapan kurumları Allah'a havale ediyorum. Otursun baksınlar, ne dedi ne demedi. Bu sözler neye sebep olabilir. Bunu böyle le yalan, yanlış şekliyle aktarırsak insanlara nasıl zarar verebiliriz. Biz, insanlar birbirini sevsin istiyoruz. Her insan birbirini sever mi? Sever ya, ne olacak? Bizim kurduğumuz ilişki, vatandaş-idareci ilişkisi. Bir anne-baba ilişkisi değil. Sevsin, saysın zor mu? Ama doğru bilgilerle donatılsın. Benim yaptığım bu ilişkiyi sağlamaktı. Başarılı olmak isterdim. Keşke o kardeşim açık olsa, başarılı olmak isterdim. Umarım sağ duyulu bir şekilde kalbindeki buzları eritir. Benim çabam hep bu yönde olacak. Kimse beni bu yoldan alıkoyamaz. Ben hayatımda hiç kavga etmedim, dayak da yemedim. Birileri o işleri bilebilir ama ben yumruk falan bilmem.
Peki efendim, gerginlik açıklaması ile ilgili neler söyleyeceksiniz? Gergin misiniz?
- Gergin miyim? Gergin olduğunu insan bilemez. Gergin miyim?
Vatandaşın yüzüne yaptığınız temasın hissiyatı neydi?
- Karşımda masum bir insan var. Ben, öyle görüyorum. Herhangi bir provokasyon için orada bulunmuyorsa, ben öyle görüyorum. Masum bir insan var. Kirletilmiş. Zihni köreltilmiş. Üzülüyorum yani. İster kardeş kabul etsin, ister vatandaş. Kardeşim gibi üzülüyorum. Neden kirli bilgi edinsin. Düşünsenize, ben ve terör örgütleri. Toplumun yarısı ''terörist'' oldu ya. Uyanması için yüzünü okşuyorum. Çocuklara, bu tür gençlere üzülüyorum. Aldanan insanlara üzülüyorum. Niye insanlar birbirine kinlensin. Kaldı ki, fikri beğenmeyebilir ama saygı gösterebilsin. Topluma bunlar lazım. Lafta sevgi, saygı olmuyor. Bu işe çaba gösteren, birini kirleterek merdivenleri yükseldiğini düşünen kişiler var artık toplumda. Bu üzücü. Kileterek ya da yaranarak bu ülkede para kazanan insanlar var. Artık anmak da istemiyorum, bir kuş örgütü kurup, kuşun adını anarak kuşu da lekeliyorlar. Güzel de bir kuş. Pelikan diyorlar. Ne olduğu önemli değil. Gencecik bir kız, bunu kesip, yayıyor. Ben ona dava açabilirdim. Açmayacağım. Kadın olduğu için, uyanır diye mesaj vermek için açmayacağım. O genç kızımızın ailesi onu uyarır diye dava açmayacağım. Bu yolun doğru bir yol olmadığını görsünler diye, ahlaki bir ders vermek için açmayacağım. Mübarek Ramazan ayına hiç uygun değil.
Rakibiniz Binali Yıldırım, katıldığı televizyon programında 'Çaldılar demek zorunda kaldım, sesimi duyurmak için' demişti.
- Sayın Yıldırım mı sesini duyuramıyor? Hadi biz birkaç kanala sıkıştık, birkaç gazeteye sıkıştık da Sayın Yıldırım mı sesini duyuramıyor? Yardımcı olayım o zaman. Birlikte programa çıkalım. Sesini duyursun. O dediği konuyu orada konuşalım, İstanbul'u konuşalım. İstanbul'un sorunları var, geçmişi var. Geleceği var. İstanbul'un iptal edilmiş bir seçimi var. 'Çaldılar diyerek beni duysunlar istedim' Vah vah! Ne kadar üzücü. O kadar tecrübeli bir insanın böyle bir yola başvurrması hoş değil. Benim endişem, insanların kalbinde buz örmesi. Herkes saygınlığını devam ettirsin. Program kesinlikle İstanbul'la ilgili olmalı. İstanbul'un geçmişi ve geleceği konuşulmalı. Ama aynı zamanda İstanbul'un iptal edilmiş bir seçimi var. O anlamda da hukuken kimin elinde ne varsa bana da soruları olabilir, benim de sorularım olabilir. Ben şartsız kabul ettim. Buradan çağrı yapıyorum. Hangi kanalı tercih ederse tartışalım, konuşalım. Biz hazırız. Adressiz davetiye yollamaya gerek yok.
Pazarda gözleriniz doldu, 'Toz kaçtı' dediniz ama özel bir nedenş yoksa sebebini öğrenebilir miyiz?
- Bir evladımızın özel bir durumu. Detaya girmek istemiyorum. Ben duyguları olan bir insanım. Duygulanıp ders çıkartıyorum. Bu derslerden topluma hizmet noktasında kendi yolumu çiziyorum. Dolayısıyla bir eksikliği gördüm. O eksikliği zihnimde nasıl kapatırım diye oluşturdum. Toplumu analiz etme gücü ancak toplumla bir arada olursanız olur. Ben hiçbir zaman toplumla arama mesafe koymayacağım. Koyduğum gün zaten siyaseti bırakırım. Zaten şu an en önemli sorun ülkeyi yöneten bir kısım insanın toplumdan uzaklaşması.
İmamoğlu, pazarın ardından Topkapı'daki bir otelde kanaat önderleriyle bir araya geldi.
19 yaşındaki Nacican Çakır'dan İmamoğlu'na: Mazbatanızın alındığı gece yaptığınız konuşma içimde muhteşem bir umut doğurdu!
İBB'nin seçilmiş Başkanı Ekrem İmamoğlu, Zeytinburnu Çarşamba pazarında vatandaşlar ve esnafla buluştu. Ayağında eski pabuçlar gördüğü küçük bir çocuk İmamoğlu'nu duygulandırdı. Gözleri dolan İmamoğlu, bir süre zor anlar yaşadı. Bu sırada İmamoğlu'nun yanına yaklaşan 19 yaşındaki Nacican Çakır ile seçilmiş İBB Başkanı arasında ilginç bir diyalog geçti. Üniversiteye hazırlandığını belirten Çakır, ''17 gün uyuyamadım seçim sürecinde. Mazbatanız alındığı zaman çok moralim bozulmuştu ama .....
Editor: admin
30 Mayıs 2019 - 01:53