Kız çocuklarının geleceği için herkes harekete geçmeli

Aydın Doğan Vakfı ve Birleşmiş Milletler kuruluşları UNICEF, UNFPA ve UN Women iş birliğiyle 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı'nın altıncısı, 'Değişen Dünyada Kız Çocuğu Olmak' temasıyla Doğan Holding binasında kurulan stüdyodan canlı yayınla gerçekleştirildi.

“Küresel salgın ve iklim değişikliği kız çocuklarını nasıl etkiliyor?” başlıklı panele katılan Arizona Üniversitesi’nde NASA astrobiyoloğu olarak görev yapan Türk bilim insanı Betül Kacar, “Erkeklere göre daha az kaynağa sahip olan kız çocuklarını korumak önümüzdeki günlerde ‘eski normal’ olarak devam etmeyecek. Bunun için eğitim alanında uzmanlarla çalışılmalı ve kız çocuklarına fırsatlar yaratılmalı, onlara saygı gördükleri bir çocukluk sağlamalıyız” dedi. Kacar genç kızlara da “Bilgiyi arayın, onu elde edin veya onu yaratın” diye seslendi.

 

Türkiye’de kız çocuklarının tüm potansiyellerine ulaşmalarının önündeki engellere dikkat çekmeyi amaçlayan 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı’nın altıncısı, ‘Değişen Dünyada Kız Çocuğu Olmak’ temasıyla gerçekleştirildi. UNFPA Türkiye Elçisi, ünlü oyuncu Hazal Kaya’nın moderatörlüğünde gerçekleşen konferansın konuk konuşmacısı, son dönemdeki iklim eylemleri ve çarpıcı söylemleriyle dikkat çeken genç iklim aktivisti Luisa Neubauer’dı. Konferansa Almanya’dan canlı olarak bağlanan Luisa, refah içinde yaşayan bir ülkede ve şanslı bir kız çocuğu olarak dünyaya geldiğini, küçükken aile büyüklerinin kendisine her zaman çalışırsa, yeterince öğrenirse, görevlerini yerine getirirse istediği her şeyi olabileceğini söylediğini ancak kendisine hiç kimsenin iklim krizinden söz etmediğini anlattı.

 

“Geleceğimizin elimizden alındığını görmek beni öfkelendirdi”

Luisa Neubauer; “İklim değişikliğine dair bir şeyler öğrenmek bakış açımı tamamıyla değiştirdi. İçinde yaşadığım bir yalanı da ortaya çıkarmamı sağladı. Hangi fırsatlara sahip olacağımız büyük bir yalandı. Sadece iklim krizi bağlamında doğru ya yanlış olmasıyla ilgili bir mesele değil, toplumsal cinsiyetler bağlamında da büyük bir boşluk ve ayrım var. Dünya çapında kız çocuklarının maruz kaldığı bir eşitsizlik bu ve genç bir kadın olarak, özgür bir dünyada yaşamamın önüne bir engel olarak çıkıyor. Bir tarafta ‘Her şey olabilirsin’ diyen bir ailem varken, diğer tarafta geleceğimizin elimizin elinden alındığını görmek beni öfkelendirdi. Bir yandan kız çocuklarının konuşmaları, faaliyetleri, iklime karşı örgütlenmesi ya da haklarını savunmasına alkış tutulurken diğer yandan her şeyin eskisi gibi devam etmesi saygısızlık… Sadece güzel şeyler söylemek ya da bazı güzel fotoğrafları paylaşmak yeterli değil! Kız çocuklarının başardığı şeylere saygı duymak, ayağa kalkıp harekete geçmek anlamına gelmeli. Bizi sadece harekete geçmek kurtaracak. Dünya Kız Çocukları Günü’nde sadece kız çocuklarının rolü ne olmalı diye sormanın ötesinde, başka herkesin rolü ne olmalı diye sormak istiyorum. Eğer gerçekten kız çocuklarının yaptıklarına saygı duymak istiyorsanız bir araya gelin, örgütlenin ve ne yapabilecekseniz yapın ki, bu kız çocuklarının geleceği şanslı ve gerçekten güvende olsun.” dedi.

 

Vuslat Doğan Sabancı: “Pandemiye rağmen hızlı adımlarla koşmaktan vazgeçmeyelim…”

Aydın Doğan Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Vekili Vuslat Doğan Sabancı, konferansta yaptığı konuşmada, pandemi nedeniyle kadınlara ve kız çocuklarına karşı şiddetin ve cinsel istismarın arttığını hatırlatarak, ev işçiliği ve bakım gibi daha az kazanan ve güvencesi olmayan işlerde çalışan kadın ve kız çocuklarının da krizin etkisini daha fazla hissettiğini söyledi. Aydın Doğan Vakfı’nın ve paydaşlarının ortak hedefinin, kız çocuklarına yönelik ayrımcılığın, dışlamanın ve şiddetin olmadığı bir dünya olduğunu vurgulayan Sabancı, “Her ne kadar pandemi nedeniyle bu hedefe ilerlerken yolumuza engeller çıksa da bunun bir maraton olduğunu unutmayalım ve hızlı adımlarla koşmaktan asla vazgeçmeyelim. Eğitim, özellikle de genç kızların eğitimi, Aydın Doğan Vakfı’nın kuruluşundan bugüne kadar misyon edindiği, öncelikli destek alanlarından biri olmuştur. Eğitime yapılan destek ve teşviklerle hem Türkiye ekonomisinin güçlenmesine katkı yaptığımıza hem de genç kızlarımızın topluma üretken bireyler olarak katılmalarını sağladığımıza inanıyoruz. Genç kızlarımızı sadece eğitimleri sırasında değil; eğitimleri sonrasında da hiç yalnız bırakmıyor, maddi ve manevi destek veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Biz Doğan Ailesi ve Doğan Grubu olarak eğitim alanında yaptığımız katkıları bu topraklara olan minnet borcumuzun bir ifadesi olarak görüyoruz” dedi.