• Reklam

BABACAN’DAN PARLAMENTER SİSTEME GEÇİŞ SÜRECİ AÇIKLAMASI

‘Detaylarda seçimden önce mutabakat sağlanırsa anayasa oylaması altı ay içinde yapılabilir’

BABACAN’DAN PARLAMENTER SİSTEME GEÇİŞ SÜRECİ AÇIKLAMASI

‘Detaylarda seçimden önce mutabakat sağlanırsa anayasa oylaması altı ay içinde yapılabilir’

 BABACAN’DAN PARLAMENTER SİSTEME GEÇİŞ SÜRECİ AÇIKLAMASI
Editor: admin
31 Ekim 2021 - 11:27

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Halk TV’de Suat Toktaş’ın sunduğu ‘Liderler Özel’ programında gündemi değerlendirdi. Babacan şu ifadeleri kullandı:

 

‘Tercihimiz, seçimlerden önce parlamenter sistem ve geçiş süreci üzerinde mutabık kalmaktır’

“Parlamenter sistemle ilgili detaylarda mutabakat sağlanırsa, bu mutabakat seçimden önce netleşirse, geçiş süreciyle alakalı net bir tablo ortaya çıkarsa parlamenter sistemle ilgili anayasa oylamasının altı ay içinde yapılabileceğini düşünüyoruz. Bugünden anayasa değişikliğiyle ilgili tam bir mutabakat olursa, bu konuda mutabık kalan partilerin seçimden sonra anayasayı değiştirebileceği Meclis aritmetiği yakalanırsa en fazla altı aydır. Bizim tercihimiz seçimlerden önce mümkün olduğunca detaylı bir şekilde hem parlamenter sistem üzerinde hem de geçiş süreci ve yol haritası üzerinde mutabık kalmaktır.” 

 

‘Güç elimize geçmişken başkanlık sisteminin yetkilerini kullanalım’ demek olmaz’

“Madem parlamenter sistem iyi bir şey, acele edeceğiz. Niye ayağımızı sürüyelim, niye iki üç yıl bekleyelim? İki üç yıl beklemek ne demek? ‘Hazır güç elimize geçmişken başkanlık sisteminin yetkilerini kullanalım’ demek. Bu olmaz. Madem başkanlık sistemi hızlı restorasyon için gerekli, o zaman hiç vazgeçmeyelim. Madem böyle hızlı karar alıyor ülke, o zaman hiç parlamenter sisteme geçmeyelim. Bu, tutarlı bir yaklaşım değil.”

 

‘TÜSİAD, ‘Ekonominin sorumlusu Erdoğan’dır’ diyebiliyor mu?’                                                                                          

“Mahvettiler ülkenin ekonomisini. İş dünyamızdan güçlü bir ses duyabiliyor musunuz? TÜSİAD ‘Bu ülkenin ekonomisinin bu hale düşmesinin sebebi Sayın Erdoğan’dır’ diyebiliyor mu? ‘Durum kötü’ diyor. Durum tespitini yapabiliyor yani. Biz açık açık söylüyoruz. Bu ülkede enflasyon, faiz yüksekse bunun sebebi Sayın Erdoğan’dır.”

 

‘Sayın Erdoğan Soros’la en az iki üç defa yüz yüze görüştü’

“Sayın Erdoğan’ın Soros’la en az iki üç defa yüz yüze görüşmüşlüğü var. En az bir tanesinde ben vardım. Bu görüşmelerin teması Türkiye’ye yatırım, daha çok finansman getirmesiyle ilgili. Bundan sonra iktidarın, Sayın Erdoğan’ın tutumunda bir tutarlılık aramayın. O gün işine öyle geliyordu, bugün işine böyle geliyor.”

 

‘Kavala konusunda şahsi bir inatlaşma var’

“Osman Kavala’yla ilgili konu bir hukuk garabeti. Hukuk ekibimiz dosyaları çok detaylı incelediler. Ulaşılan dosyalarda bizim arkadaşlarımızın gördüğü; delile dayanan bir suç unsuru yok. Bunu hem kendi Anayasa Mahkememiz hem de Avrupa insan Hakları Mahkemesi tespit etmiş durumda. Burada şahsi bir inatlaşma var. Sayın Erdoğan bir kişi üzerinden bütün iş dünyasına, düşünürlerimize, sivil toplumumuza bir mesaj veriyor: ‘Bak kardeşim, benim canım sıkılırsa insanı içeriye attırırım ve kim ne derse desin çıkartmam’. Bir kişi üzerinden sisteme bir bakıma korku salıyor.”

 

‘Kur artınca her şeye zam geleceğini ilkokul 3 öğrencisi bilir’

“Cumhurbaşkanı’nın mantığı yanlış bir mantık. ‘Faiz sebep, enflasyon sonuç’ diyor. Bu, temel iktisat tezlerinin dışında apayrı bir hayal dünyası. Döviz kuru artınca A’dan Z’ye her şeye zam geleceğini herkes biliyor. Merkez Bankası faizi düşürünce kur arttı. Arkasından da hemen enflasyon artacak. O kadar basit. İlkokul 3. sınıfta okuyan bir öğrenciye sorsanız bunu bilir. İlkokul 3, 4 matematiği bu. Çok kompleks bir şey değil.”

 

‘Tezkere konusuna analitik yaklaştık’

“Tezkereler zor kararlardır, her türlü vebali olur. İkilemler arasında karar verirsiniz. Biz bu konuya analitik yaklaştık. ‘Evet’ten ve ‘Hayır’dan yana görüşler vardı, ‘Çekimser kalalım’ diyenlerin sayısı evet ya da hayır diyenlerden daha fazlaydı. ‘Evet’i savunan arkadaşlarımız ne diyordu? ‘Hayır sonucunun çıkmasının göç ve terör tehdidi olmak üzere Türkiye’nin ulusal güvenliği ve çıkarlarıyla ilgili ciddi riskleri var’ diyordu. Hayır diyenler ne diyordu? ‘Niye iki yıllık? Genel seçimlerin de ötesine sarkan bir yetki alıyor. Dış politika meselelerinde Sayın Erdoğan iç siyasette kendi çıkarı neyse o çizgiyi izledi’. Koskoca ülkenin dış güvenliğinin, dış politikasının içeride şahsi iktidar bekası için kullanılma ihtimali bizi ürkütüyor.

 

‘Türkiye güvenilmez bir muhatap haline geldi’

“Türkiye; artık dengesi kaybolmuş, gece yatarken, sabah kalkarken aklına geleni konuşan güvenilmez bir muhatap haline geldi. Böyle bir ülkenin uluslararası sistemde etkinliği, güvenilirliği olmaz. Ne yapar muhataplarınız? ‘Aman bize zararı dokunmasın’ diye temkinli yaklaşır.”