Ali Emiri Efendi Kültür Merkezi’nde yapılan genel kurul, Mustafa Karahüseyinoğlu’nun Kuran’ı Kerim tilavetiyle başladı. Genel Kurul’a Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, AK Parti İstanbul milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, İlim Yayma Cemiyeti Başkanvekili Bilal Erdoğan, TİMAV Başkanı Abdullah Ecevit Öksüz, dernek yönetim kurulu üyeleri ve imam hatipliler iştirak etti. İstiklal Marşı’nın okunması ve divan teşekkülünün ardından protokol konuşmalarına geçildi. Seçimlerin yapılmasıyla tamamlanan genel kurulun ardından ise ÖNDER yeni Genel Merkez binasının açılışı gerçekleştirildi.
İmam hatipler, kuşatıcı insan yetiştirme yeri
ÖNDER İmam Hatipliler Derneği çatısı altında görev ve sorumluluk üstlenmenin başlı başına bir paye olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Genel Kurul'da görevi devredecek Halit Bekiroğlu'na hizmetleri için teşekkür ederken görevi devralacak Kamber Çal'a da çalışmalarında başarı diledi. Derneğin, hizmete girecek yeni binasının da hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, şöyle devam etti: "Kardeşlerim, Rabb'imizin hikmetlerini nebiler vahiy yoluyla, diğer insanlar ise okuma ve yazma vasıtasıyla, yani eğitim öğretimle keşfederler. Eğitim öğretimin amacı işte bu çerçevede ideal insan yetiştirmektir. Bizim medeniyetimizde ise eğitim öğretimin ulvi gayesi, salih insan yetiştirmektir. Milletimizin inancına, değerlerine, tarihine, kültürüne uygun bir eğitim sistemi inşa etmeden hiçbir hedefe ulaşamayız. Biz yıllarca milletimizin ihtiyacı olan işte bu eğitim öğretim modelinin en ideal yerinin imam hatip okulları olması için çalıştık.” Erdoğan, tek tipçi dayatmalarına karşı imam hatiplilerin, milletin kendi öz değerlerine uygun ve gerçek anlamda kuşatıcı insan yetiştirmek için öne çıktığını ve bunu da başardığını söyledi.
Çocuklar arasında ayrım yapamam
İmam hatiplerin asıl misyonunu, Allah'ın insanlara verdiği okuyarak ve yazarak hikmetlerini arama görevini bihakkın yerine getirmek olarak gördüğünü vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Elbette herkes eğitim öğretim yoluyla bilginin peşinde koşacaktır ama bu en çok da imam hatiplerin görevidir. İşte bu bilinçle imam hatiplerde görev yapan öğretmenlerimiz ve bu davaya gönül vermiş büyüklerimiz salih insan yetiştirme mücadelesini sadece sınıflarla sınırlı olmayan bir şekilde yürütmüştür. Sonuçta ortaya bir imam hatip markası çıkmıştır. Yani bunu söylerken imam hatip okullarını bir kenara, fen liselerini, diğer meslek liselerini bir kenara, böyle bir ayrım yapmak için söylemiyorum. Bunu sadece ve sadece nasıl bir Galatasaray Lisesinden mezun olan, bir Galatasaray Lisesinin marka olarak önemini ortaya koymaya çalışıyorsa, Kabataş'tan mezun olan ortaya koymaya çalışıyorsa ben de tabii ki bir imam hatipli olarak bunu ortaya koymaya çalışıyorum. Olay bu. Zaten bulunduğum makam, mevki böyle bir ayrımı yapmaya beni asla tecviz edemez, böyle bir ayrımı yapamam. Benim için imam hatipte okuyan da evladımdır, Galatasaray Lisesinde okuyan da evladımdır, Kabataş'ta okuyan da evladımdır, tüm Anadolu Fen Lisesinde okuyan evladımdır."
Sizlerden beklenen hakikat arayıcısı olmanızdır
İmam hatip markasının, öğrencilerin ailelerinden başlayıp ders aralarına, ders sonrası faaliyetlere, yatılı kısımdaki sohbetlere kadar hayatın her anında gece gündüz çalışan dava adamlarının eseri olduğunu aktaran Erdoğan, "Tabii imam hatibi yatılı olarak okumuş öğrenci olarak da bunun farkındayım. Türkiye tek parti devrinin milletimizi topyekun mankurtlaşmayı hedef alan hastalıklı zihniyetinden kısmen de olsa eğer kurtulabilmişse imam hatipler etrafında yürütülen mücadele sayesindedir. Mensuplarını çatısı altında buluşturan bu kurumun misyonunu ne kadar iyi anlarsak sorumluluğumuzu o derece iyi idrak edebiliriz. Sizlerden beklenen sadece bu milletin değil, tüm ümmetin ve daha da ötesinde tüm insanlığın önünde bir ışık, bir rehber, bir hakikat arayıcısı olmanızdır" dedi. Bu kutlu dava yolunda verilen mücadelenin ve yapılan fedakarlıkların değerini asla unutmayacaklarını aktaran Erdoğan, "Kendi öz evlatları veya onlardan ayrı tutmadığı gençler imam hatiplerde okuyabilsin diye hayatlarını bu davaya adamış nice ak sakallı büyüğümüzün hatıraları gözlerimizin önündedir. İmam hatip okullarından ayrılmayı reddettikleri için eğitim hayatları zorlaşan hatta biten nice gencimizin, onların ailelerinin fedakarlıkları halen hafızalarımızda dipdiri durmaktadır. Hepsinin ötesinde şahsen kendi hayatımız ortadadır" şeklinde konuştu.
Pınarhisar'dan gönderilen mektup
Erdoğan, Pınarhisar Cezaevi'nde bulunduğu için mezuniyet törenine katılamadığı oğlu Bilal Erdoğan ile arkadaşlarına yazdığı mektubu okudu. Erdoğan'ın okuduğu mektupta, şu ifadeler yer aldı: "Sevgili gençler, sizin için bugünün ne kadar önemli olduğunu biliyorum. Bu bilinçle hepinizi gönülden, yürekten selamlıyorum. Bu onurlu gününüzde yanınızda olduğumu özellikle bilmenizi istiyorum. Yanınızdayım, çünkü ben de sizden birisiyim, imam hatipliyim. Bu sıfatı hep onurla taşıdım. Bundan sonra da nerede hangi şartlarda olursam olayım onurla taşımaya devam edeceğim. Yanınızdayım çünkü oğlum, sizin aranızda, sizden biri. Bu sevinçli ama biraz da hüzünlü gününüzü bir kez daha kutluyorum. Hüznünüz, imam hatipli olmanız dolayısıyla size reva görülen muameleden dolayıdır. Bu benim de bedenimde ta derinlerde depreşen bir acıdır. Şu anda cezaevinde bulunuyor olmaktan daha derin bir acıdır bu ama inanıyorum ki buraya kadar dayanan sevgili oğullarım, kızlarım, siz daha zor olanına da dayanacak yapıdasınız. Değil mi ki yaprak dökümü gibi arkadaşlarınızın her biri bir yere savrulurken siz buradaydınız, imam hatip lisesindeydiniz. Öyleyse üzülmeyin. Yarına ilişkin umutsuzluğa düşmeyin. Kardeşliğinize güveni çoğaltın. Sizler birer meşalesiniz bu karanlık günlerimize. Değerinizi bilin ve koruyun. Sevgili oğlum, oğullarım, sevgili kızlarım, sevgili gençler, sizi gerçekten çok seviyorum. Tek tek her birinizin ellerinizin sıcaklığını ellerimde hissediyorum. Saçlarınızın kokusunu yüreğime çekiyor ve hepinizi kucaklıyorum. Bir kez daha gününüz, mezuniyetiniz hayırlı olsun derken geleceğinizin aydınlık olmasını diliyorum."
Ağacı yok etmenin en etkili yolu köklerini kurutmaktır
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de imam hatip okulları meselesinin hep basit bir okul, eğitim sistemi tartışmasının çok ötesinde bir anlama sahip olduğunu söyledi. Milletin inancı, değerleri, tarihi ve kültürüyle kavgalı olanların ilk önce imam hatipleri hedef almasının gerisindeki sebebi çok iyi bildiklerini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir ağacı ne kadar budarsanız budayın kökleri sağlam kaldığı sürece gelişmeye, büyümeye, yeşermeye devam eder. Ağacı yok etmenin en etkili yolu köklerini kurutmaktır. İmam hatiplere saldıranlar milletimizin köklerini kurutmak istiyordu. Çünkü bu okullar tüm eksiklerine, sıkıntılarına, aldığı tüm yaralara rağmen milletimizin kökleriyle gövdesi arasındaki bağı temsil ediyordu."
Milletimizin gönlündeki ateşi söndüremediler
Cumhurbaşkanı Erdoğan, imam hatiplerdeki öğrenci sayısının bir dönem 600 bine çıktığını ancak bunun budana budana 60 bine kadar indirildiğini dile getirerek, şu anda bu sayının 1 milyon 300 bin civarına ulaştığını kaydetti.
Erdoğan, 28 Şubat döneminde imam hatiplerin orta bölümlerinin tamamen kapatıldığını, lise bölümlerini de adeta üniversiteye geçişi imkansız hale getirerek öldürmeye çalışanların niyetinin bu kökü kurutmak olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Hep bu çileleri bize yaşattılar. Yani bize bunlar sürekli bu engellerle hendekler atlattılar ama biz hepsini aştık ve bugünlere geldik. Belki imam hatip binalarının kapılarına kilit vurdular ama milletimizin gönlündeki ateşi söndüremediler. Bugün bin yıl sürecek denilen 28 Şubat zihniyetinden geriye pek bir şey kalmadı. Ama köklerini kurutmaya çalıştıkları medeniyet ağacımız çok daha gür şekilde yaşamaya devam ediyor. Çünkü onlar şunu bilmiyorlardı, güç bizde zannediyorlardı. Halbuki galip olan sadece Allah'tır. Bunu bilseydiler bunu söylemezlerdi. Hamdolsun öyle de oldu. 2002'de seçimi kazanıp göreve geldiğimizde imam hatiplerin orta bölümleri zaten yoktu. Liselerin sayısı 536'ya, buralardaki öğrenci sayısı 64 bin 500'e düşmüştü. Bugün yaklaşık hamdolsun 1 milyon 300 bin öğrencisiyle, 3 bin 444 okuluyla artık ortada farklı bir yapı söz konusu."
İmam hatipli olmak dava adamı olmaktır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, imam hatipli olmanın aynı zamanda dava adamı olmak veya buna talip olmak anlamına geldiğini belirterek, şunları kaydetti: "Dava adamı önce davasının ne olduğunu bilecek. Öğrendiklerinden hareketle kendi nefsinden başlayarak, ailesine, arkadaş çevresine, şehrine, ülkesine ve nihayet tüm aleme uzanan bir silsile içinde nerede durduğunun da farkında olacak. Bunun yanında davasını hayatında da yaşayacak. En ufak bir savrulmada merkezi bırakıp başka yerlere kaçmayacak." Herkesin önce kendi nefsinde davayı yaşayarak çevresine örnek olması gerektiğini belirten Erdoğan, “Hem okuma ve öğrenme hem de okuduklarımızla amel etme konusunda çok daha sıkı bir uygulamanın içine girmemiz gerekiyor. Bu konuda diğer sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte Önder'e de çok önemli görevler düşüyor. Sizlere güveniyorum, inşallah el birliğiyle medeniyet davamızı imam hatiplilerin öncülüğünde hep birlikte zirveye ulaştıracağız" diye konuştu.
Cansuyu olmaya devam edecek
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu da genel kurulda yaptığı konuşmada, “İmam hatip okulları benim de mensubu olduğum ve iftihar ettiğim bu milletin değerleri için toprağa atılan bir tohum ve cansuyu olmuş ve olmaya da devam edecektir” dedi. Kasapoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncülüğünde gençlere her türlü imkanı vermeye çalışacaklarını ve onların özgüvenli gençler olarak yetişmeleri için her tür ortamı sağlayacaklarını aktardı.
İmam hatip en önemli projemiz
Genel kurulda bir konuşma yapan AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş da, Türkiye’de imam hatip okullarının Türkiye’nin son iki asırda koparılmak istenen kökleriyle yeniden buluşmasının temin edildiği eğitim kurumları olduğunu söyledi. İmam hatip okullarının bir eğitim kurumu olmayan ötesinde geçmişle irtibatının yeniden sağlamlaşmasını sağlayan Türkiye’de cumhuriyet tarihinin en önemli müşterek projelerinden biri olduğunu aktaran Kurtulmuş, “Biz bu kurumları Türkiye’nin kendi kökleriyle bütünleşmesi çabasının önemli bir aracı olarak görmekteyiz. Bu kararlı tavrı ortaya koyan herkesi minnetle ve şükranla yadediyoruz. Zorluk zamanlarında kendi varlıklarını ortaya koyarak büyük ihsanları sağlayan geçmişlerimizi rahmetle ve şükranla hatırlıyoruz. Allah onlardan razı olsun” diye konuştu.
Geldiğimiz yolu hatırlamakta fayda var
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal da, imam hatip mezunu olmayıp imam hatipli bilindiğine dikkat çekerek, bundan memnuniyet duyduğunu söyledi. Bugün gelinen noktayı bugüne kadar mücadele edenlere borçlu olduklarını belirten Uysal, “Geldiğimiz yolu, mücadele azmimizi, yolumuzu da zaman zaman hatırlatmakta fayda var. Bu genel kurullar bunu hatırlatmakla etkili. İmam hatip mezunları derneği ÖNDER’e büyük görevler düşüyor. İnşallah bu görevleri hepimiz yaparız. ÖNDER genel kurulu bize örnek olmalı, kendimizi değerlendirme adına bir fırsat olmalı” ifadelerini kullandı.
İmam hatip ortak paydamız
ÖNDER Genel Başkanı Halit Bekiroğlu ise, 2015’te görevi devraldığında gücümün yettiğince taşıyıp daha ileriye ulaştırma sözü verdiğini belirterek, “Hamdolsun birkaç adım ileriye götürme fırsatımız oldu” dedi. İkinci sözünün ise bütün çalışmalarda kuşatıcı olacakları ve kardeşliği esas alacakları üzerine olduğunu kaydeden Bekiroğlu, “Bu konuda da önemli mesafeler katettiğimizi düşünüyorum. İmam hatip medya algısı raporumuzda da gördüğümüz gibi imam hatipler bu ülkenin ortak paydaya en uygun meselesi. Kendi ürettiği en uygun en mutedil modeli, yurtdışına da, İslam dünyasına da sunacağımız en kıymetli modellerden biri. İmam hatip medya algı raporunda imam hatip meselesinin daha çok eğitim meselesinde konuşulması, daha az siyaset düzleminde konuşulması gerektiğine belgeleriyle vakıf olduk. Bu kuşatıcı dille bunu da gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum” diye konuştu.
Gençlerimiz öncü ve önderler olacak
Genel kurulda yapılan seçimle ÖNDER Genel Başkanlığına gelen Kamber Çal ise bir teşekkür konuşması yaptı. Görevi devraldığı Halit Bekiroğlu’na teşekkür eden Çal, tüm ekip olarak yeni dönemde imam hatip davasını daha iyi temsil etme ve yapılan güzel işlere katkı sağlamak için çalışacaklarını söyledi. Üstlendiği görevde kendisine ve ekibine imam hatip camiasının destek olacağından kuşku duymadığını belirten Çal, “Kuşku duymadığım bir başka hakikat de İslam medeniyetinin ve davasının öncelikli olarak imam hatip okullarında okuyan ve her biri birer cevher olan öğrencilerimiz ile bu okullardan mezun olan mensuplarımızın omuzlarında yükselecek olmasıdır. Yeni bin yılın tohumları olan gençlerimiz mübarek yürüyüşümüzün öncü ve önderleri olacaklar. Tıpkı geçen yüzyılda toprağa düşen ve tüm zorluklara rağmen kök salan ve bu salonda gözlerinin içine baktığımız önder nesilde olduğu gibi” ifadelerini kullandı.