Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş yurt gezisi kapsamında Kayseri’yi ziyaret etti.
Partisinin Kayseri teşkilatıyla buluşan BTP lideri, “Siyaset yapmak bizim için bir tercih değil bir zorunluluk. Çünkü Türkiye her anlamda parçalanmanın eşiğine getirilmiş, yok edilmenin, uçurumun kenarına itilmiş bir halde. Bunu kabul etseniz de böyle etmeseniz de böyle” dedi.
Hüseyin Baş’ın konuşmasından notlar şu şekilde;
“20 yıl sonra olacakları söylesem bana yine, ‘dalga mı geçiyorsun’ dersiniz”
Size yıl 2003'te,’bu ülkede hastanelerde doktor bulamayacaksınız, bu ülkede sokakta insanlar her gün öldürülecek, ülkeyi sığınmacılar istila edecek’ deseydim, ‘dalga mı geçiyorsun’ derdiniz.
Şu anda ben size 20 yıl sonra olacakları söylesem, bana yine ‘dalga mı geçiyorsun’ dersiniz.
Türkiye öyle bir durumda, öyle bir dönemeçte ki parçalanmanın eşiğinde, yok olmanın eşiğinde.
Bakın ülkede herkesin göz diktiği bir birlik yapımız var, bir kardeşlik yapımız var.
Siz zannediyor musunuz bu ülkede sürekli ortaya atılan sağcı - solcu, Kürt- Türk, Alevi- Sünni… Bu bahsettiğimiz bütün ayrıştırmaların nereden çıktığını düşünüyorsunuz?
Bunlar gerçekten toplumun gerçek problemleri mi de ortaya çıkıyor zannediyorsunuz? Hayır! Bunlar birilerinin bizi bölmek için, bizi kavga ettirmek için, bizi birbirimize düşürmek için kullandıkları argümanlar.
Dolayısıyla her geçen gün zayıflayan bir yapımız var.
O yüzden bunu muhafaza etmek, cumhuriyetin muhafızlarına, Atatürk ilkelerinin muhafızlarına, gerçek vatanperverlere düşüyor.
Onlar kim?
Onlar Türkiye'de siyasi partiler altında toplanmış insanlar.
Ben başka parti öyledir veya değildir demiyorum ama Bağımsız Türkiye Partililer işte bu vatanın gerçek müdafileridir, bu cumhuriyetin gerçek müdafileridir, gerçek vatanperverlerdir ve bu vatanın gerçek evlatlarıdır.
“Haydar Hoca'yı dinleseydin bir tane sığınmacı gelmezdi”
Yasama, yürütme, yargı yani Meclis, hükümet ve adalet mekanizması…
Bu üçü ayrı olursa demokrasi olur.
Bu üçü bir yerde birleşirse demokrasi olmaktan çıkar monarşi olur.
Hukuk Fakültesi birinci sınıf anayasa dersinde bana bu anlatıldı.
2010 yılında tuttular bütün bunları topladılar bir tane adamın emrine verdiler.
O zaman Bağımsız Türkiye Partisi, sizler kapı kapı gezip Türkiye'ye bunun yanlış olduğunu, bunun bu ülkenin sonu olabileceğini anlattınız.
2017 yılında referandum yaptılar, siz yine kapı kapı gezip bunun da yanlış olduğunu bütün Türkiye'ye anlattınız.
Siz bu ülkede Suriye'ye girilirken bütün Türkiye'yi, ‘yapmayın etmeyin yaptığınız yanlıştır, gittiğiniz yol yanlıştır’ diyen tek kadronun insanlarısınız.
Sizin şu anda sokağa çıkıp haykıra haykıra, gururla, ‘ben Bağımsız Türkiye Partiliyim’ deme hakkınız var, başka kimsenin hakkı yok.
Şimdi sığınmacıdan şikayet ediyorlar. Kim? Herkes...
2010 yılında Haydar Hoca'yı dinleseydin, ta başında bir tane sığınmacı buraya gelmeyecekti, bir kişi gelmeyecekti, bunların hiçbiri yaşanmayacaktı.
“BOP’un hedefinde Türkiye de var”
Adamlar bir şey başlattılar 2003 yılında. Irak’tan başladılar Ortadoğu karıştırmaya.
Sonra Arap Baharı diye bir şey çıkardılar, bütün Ortadoğu karıştırmaya başladılar. Bu partinin kurulduğu ilk günden beri Haydar Hoca ne dedi, ‘Hedef Türkiye’ dedi. Daha öncesinden de dedi, ‘Hedef Türkiye, Ortadoğu’yu yok edecekler, Türkiye'yi yok edecekler. Burada bir Büyük Ortadoğu Projesi var. Burada bir Büyük İsrail Projesi var. Bu projenin içinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti toprakları var, topraklarımızda gözleri var’ dedi. Bunları herkese anlattı.
“Bağımsız Türkiye Partisi'nin kazandıracağı şey…”
Bakın Bağımsız Türkiye Partisi size yarın belediyeyi kazandıramayabilir, bu bizim elimizde olan bir şey değil, milletin tercihi, inanıyoruz yapacağız başka, ama Allah'ın takdiri, milletin tercihi… Hükümeti kazandırmayabilir bilemem, Allah'ın takdiri, milletin tercihi ama Bağımsız Türkiye Partisi size ne kazandırır biliyor musunuz? Size vatanperverliği, haysiyeti, karakteri, şerefi ve hiçbir zaman hiçbir menfaat karşılığında devletini, vatanını, milletini yalnız bırakmamış, satmamış insanlar olma unvanını kazandırır. Bağımsız Türkiye Partisi'nin kazandıracağı şey budur.
Disney Plus’un Atatürk kararı…
Disney Plus Atatürk dizisini yayınlamayacakmış falan filan… Hakikaten bir baktık kimsenin sesi de çıkmıyor. Bu ülkede Atatürkçü sandıklarınız Atatürkçü değil, bu ülkede muhafazakar sandıklarınız Müslüman değil, bu ülkede milliyetçi sandıklarınız vatanperver değil. Ben size bu kadar söyleyeyim gerisini siz anlayın. Onlar kimdir, nedir, necidir siz gerisini hesap edin? Rahmetli Necip Hablemitoğlu'nun bir kitabını okuyorum, çok etkiledi beni. Ne diyor biliyor musunuz aynen, bu söylediğimizi söylüyor; Ülkede herkes, üzülerek söylüyorum Alman vakıflarının, Amerikan vakıflarının Emperyalist vakıflarının, uşağı olmuş, herkes aynı yere hizmet ediyor. Böyle bir ortamda bize düşen ne? Aynen Atatürk gibi, bak bugün - hani denir ya bir ölür bin diriliriz - Atatürk'e laf ediyorlar ama bin diriliyoruz. Çünkü Atatürk de çıktı, tek başına bir mücadele verdi ve şu vatanı düşmandan temizleyip bize armağan etti, bize bıraktı. Şimdi bize düşen o vatanı müdafaa etmek, o vatanı muhafaza etmek ve gelecek nesillere, çocuklarımıza, kardeşlerimize Atamızdan aldığımız gibi bağımsız ve hür bir biçimde teslim etmek. O yüzden çok çalışacağız, çok gayret edeceğiz.
Ermeni’nin Atatürk ile alıp veremediği ne?
Üniter bir yapımız var, nedir bu üniter yapı? Bu ülkenin federasyonlaşmamış, bölünmemiş bir yapısı var. Şimdi, hedef nedir? Hedef bu ülkeyi bölüp parçalamaktır. Bu hedef 100 yıldan fazla zamandır hayatta olan bir projedir.
Şimdi bakın 1915 Ermeni tehciri. Atatürk ne zaman Cumhuriyeti ilan ediyor, 1923…
Meclisi ne zaman açıyor, 1920…
Tehcirden 5 sene sonra Meclis’i açıyor, 8 sene sonra Cumhuriyeti ilan ediyor.
Peki bugün Ermeni lobilerinin Atatürk'le alıp veremediği ne?
Tehcirle Atatürk'ün bir ilgisi yok, sorun ne biliyor musunuz?
Atatürk bu ülkede kurulmak istenen Ermeni devletinin önüne geçen adamdır, bu ülkede kurulmak istenen Pontus devletinin önüne geçen adamdır, bu ülkede kurulmak istenen azınlık bütün devletlerin önüne geçen adam Atatürk'tür.
Dolayısıyla bugün Atatürk'ü kim sevmiyorsa bilin ki o adam o azınlığa mensuptur ve O’nun zoru odur! Dolayısıyla bugün Ermeni’nin derdi nedir diye merak ediyorsanız işte derdi odur.
O yüzden gözünüz açık olacak, bu hayaller, bu hedefler, bu idealler bitti mi, bitmedi.
Dün bu ülkeyi bölmek isteyen, buradan toprak koparmak isteyen bugün istemiyor mu, bugün de istiyor. Aynı hedefe aynı amaca devam ediyor! Dolayısıyla bunun önünde duracak olan sizlersiniz.
YORUMLAR