Çocuklarını okula bıraktıktan sonra eşinin birden yolu değiştirip hastaneye doğru gitmesiyle Baykara için de erken teşhis yolu açılmış oldu. Hastanede bir dizi tetkik yapıldıktan sonra meme kanseri teşhisi konuldu ve hiç vakit kaybedilmeden tedaviye başlandı. Memorial Antalya Hastanesi Onkoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan ile görüşen Baykara, cerrahiden önce tümöre yönelik kemoterapi aldı. Sonrasında Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan’ın gerçekleştirdiği koruyucu meme cerrahisi ile memedeki kitle de alındı ve Elif Baykara sağlığına kavuştu.
“Eşim sayesinde erken teşhis şansını yakaladım”
Hiç beklemediği bir anda meme kanseri olduğunu öğrenen Elif Baykara “Eğer eşim beni hastaneye götürmemiş olsaydı, ben “mememde bir kist var herhalde” diyerek hayatıma devam edebilirdim. Bu tür şeyleri pek önemseyen bir insan değilim ancak eşim hastalık konusunda aşırı tedbirlidir. Durumu onun sayesinde öğrenmiş olduk. Tüm süreçte de benim en büyük destekçimdi. Memorial Antalya Hastanesi’nde yapılan biyopsi sonucunda üçlü negatif meme kanseri olduğumu öğrendim. Neyse ki hiçbir lenf noduna veya yakın organlara sıçrama yoktu ve çok erken evrede fark etmiştim. Erken teşhis o kadar önemliymiş ki yaşadıktan sonra bunu daha iyi anlayabiliyorum” diye konuştu.
“Tedavi sürecimde ailemin desteği çok önemliydi”
Meme kanserini olduğunu kızlarından saklamadığını ve bu dönemi hep birlikte moral ve motivasyonla atlattıklarını belirten Elif Baykara bu süreci şu sözlerle anlattı: “Hastalığım pandemi sürecine denk geldi. Hepimiz evdeydik ve saklayabileceğim bir alanım yoktu. Kızlarım bu süreçte durumu fark ettiler. Saçlarımı kazıttıktan sonra özellikle küçük kızım bir süre bana bakamadı. Sonra gelip bana makyaj yapmaya, kendimi daha iyi hissetmemi sağlamaya çabaladı. Her ne kadar endişe verici bir hastalık ve tedavi süreci olsa da ailemiz için büyük bir birliktelik de sağladı. Hepimiz için bir hayat dersi oldu. Kızlarım gözlerinin önünde yok olan bir şeyin nasıl düzelebildiğine şahitlik ettiler. Bu nedenle bu sürecin onlara da her anlamda güç kattığına inanıyorum” diye belirtti.
Erken tanı hastanın yaşamını kurtarıyor
Böylesine uyum içinde ve birbirlerine destek olan bir ailede kanser tanısı alan bireyin tedavi sürecini yönetmenin onkoloji ekibinin işini kolaylaştırdığını belirten Prof. Dr. Mustafa Özdoğan; sözlerine şöyle devam etti “Meme kanseri, kadınlarımızın korkulu rüyası olmaya devam etse de günümüzde tedavi başarılarımız son derece yüksektir. Erken tanı konulması bu başarıda en etkili faktördür. Hastamızın eşinin gösterdiği duyarlılık, memesinde kuşkulu bir bulguyu ciddiye alması ve bir sağlık kuruluşuna başvurması tam da istediğimiz “eş desteğine” bir örnektir. Meme kanserinde erken tanı ve tedavi; sürecin kısalmasında, meme cerrahisinde kozmetik başarının artmasında, hastanın vücut bütünlüğünün korunması ile yaşam kalitesinde artışta ve hepsinden önemlisi hastanın yaşamının kurtulmasında rol oynamaktadır. Bu hastamızın öyküsü eşliğinde; tüm erkeklere hayatlarındaki kadınlar konusunda duyarlı olmalarını, bilinçli bir şekilde sağlık taramalarında eşlerine destek vermelerini, kuşkulu bir durumda sağlık kuruluşuna erken dönemde birlikte başvurmalarını tavsiye ediyoruz.”
Modern meme cerrahisiyle hastalar yeni yaşamlarına kavuşabiliyor
Elif Baykara’nın ameliyatını başarıyla gerçekleştiren Prof. Dr. Alihan Gürkan ise şunları kaydetti: “Elif Hanım’a meme koruyucu cerrahi olarak tanımladığımız, memenin sadece hastalıklı kısmını, güvenli bir cerrahi sınır ile çıkaran, meme gibi sosyal bir organın kaybını veya bütünlüğünün bozulmasını engelleyen bir cerrahi uyguladık. Modern meme cerrahisinde çok özel durumlar dışında meme kaybına giden bir cerrahi artık gündemde değil. Sonuç tıbbi anlamda ve estetik görünüm açısından son derece başarılı oldu. Hastamızı sağlıkla uğurlamanın mutluluğunu yaşıyoruz.”