En kadim milletlerden ve medeniyetlerden olan biz Türkler bilinen tarihi araştırmalara göre kurduğu 16 imparatorluk 120 devlet ile hüküm sürdüğü coğrafyayı dizayn etmiş, çağlar kapatarak yeni çağlar açmış, yetiştirdiği nice dinamikler ile insanlığı aydınlatarak çok büyük hizmetlerde bulunmuşlardır.Tarihin en şanlı ve şerefli sayfalarından ışıldayarak yansıyan büyük ecdadımız 1400 yıl önce doğan, tüm dünyayı aydınlatan İslam Sancağı altında toplanan, Hakkı üstün tutarak sayısal yetersizliklerine rağmen batıla karşı her zaman parlak zaferler kazanmış, mazlum ve masumlara sahip çıkmış , varlıklarını muhafaza etmelerine yardımcı olmuşlardır. Ancak şeytanın tüm hilelerini en ince ayrıntısına kadar inceleyen ve uygulayan, o karanlık, batıl, kendini yeni medeniyetin ışığıymış gibi yansıtarak özgürlük, eşitlik ve adalet maskesi ile insanlığı kandırmayı başarmış son 300 yılda sayısal yıkımların hesap edilemediği acı, gözyaşı, kan ve korkunç ölümler yaşatmış atomu parçaladığı gibi insanlığı da parçalamış ve parçalamaya devam etmektedir. Bu parçalanmak, korkunç ölümlere hedef olan üç kıtada 1.800.000 km2 alana yayılmış Türk ve İslam devletlerinin son çatısı Osmanlı Devleti olmuştur. Adeta bayıltmadan ameliyat edilerek varlığına son verilmiştir. 300 yıldır acı içinde kıvranmakta olan bu coğrafyada Türkiye Cumhuriyeti kurulmuş ancak hala parçalanmakta ve vahşette sınır tanımayan ataları gibi barbar batılıların, rahatlıkla sömürüsü haline dönüştürülmeye çalışılmaktadır. 3 kıtada 80 ülkenin koparıldığı o muhteşem imparatorluğun son parçası kültürü, tarihi, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, jeo stratejisi, nüfus ve fiziki potansiyeli ile eşsiz zenginliğe sahip Türkiyemiz mağlup ve işgal edilmeye çalışılmakta, yeni kurmaya çalıştıkları sözde devletciklerin ismi ve hakimiyeti altında yok edilmeye çalışılmaktadır. Bu durumu Osmanlı’nın yarası sarılamayacak kadar acımasız ve vahşice parçalanarak işgal edilen 80 ülkesine baktığınızda dehşetle ve hayretle göreceksiniz. 94 yıl önce kurulan Türkiyemiz, Osmanlı İmparatorluğunda olduğu gibi her zaman tehditler ve tehlikelerle birlikte yaşamış, içerideki amansız düşman, hain ve onlar kadar tedaviye muhtaç hastalığa varmış dertsiz, aldırışsız, duygusuz, anlayışsız, kavrayışsız, umursamaz, cahil, benciller ve onları maddi manevi unsurlarla destekleyen çok derin, çok tehlikeli dış güçlerin her türlü olumsuzluğunu yaşamaktadır. Yaşanılan bu kadar çok olumsuzluklara rağmen aziz milletimiz sabır ve onurla yaklaşmış, her zaman gözü açık, eli tetikte ve daima uyanık nöbette kalmıştır. Özellikle son 30 yılda tarihçi ve siyasetçilerin buluştuğu ortak nokta; Irak, Suriye ve İran’ın yaşayacağı bir parçalanma ve işgal, zenginlikleri saymakla bitmeyecek bu cennet vatanımızın bir var ve yok oluş mücadelesidir. Dünyanın yaşadığı bu çok kritik ve hassas dönem bağlamında tüm parametreler hesap edildiğinde Zeytin Dalı Harekatı veya Afrin Operasyonu’nun ne kadar önemli olduğunu görebiliriz. Çünkü içerideki ortakları ile kuvvetli ve kalıcı anlaşmalar yapan dışarıdaki vahşi, batıl düşman, kapımızı çoktan çalmış ve harekete geçmiştir. Zaman öncekilere göre daha etkin, kuvvetli ve sık birleşme zamanıdır. Ya hep birlikte var olacağız ya da acılar içinde parçalanarak yok olacağız. Bu vesile ile yurtiçinde, yurtdışında ve özellikle Afrin’de ki operasyonlarda görev yapan tüm resmi, askeri ve sivil personelimize Allah Azze ve Celle’den güç, kuvvet, yardım ve ordumuza her zaman olduğu gibi şanlı zaferler diliyorum. Bu zaferler insanlığın zaferi olacağına inancım sonsuzdur. Çünkü bu ordu insanlığın ve İslam’ın son ordusudur.
GTD Başkanı İbrahim Yılmaz'dan 'ZEYTİN DALI HAREKATI - AFRİN OPERASYONU''Acıklaması
Güngören Trabzonlular Derneği başkanı İbrahim Yılmaz Zeytin Dalı operasyonu ile ilgili basın acıklaması...
Editor: admin
03 Şubat 2018 - 00:12
YORUMLAR