Sosyal medyadaki güzel görünme baskısının yetersizlik, utanç, suçluluk gibi duygular hissedilmesine yol açabildiğini vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir, bu duygulara uzun bir süre yoğun şekilde maruz kalmanın psikiyatrik hastalıkları tetikleyebileceğine dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir, sosyal medyadaki güzellik algısının bireyler üzerinde yarattığı etkiler hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu ve tavsiyelerini paylaştı.
Görünür olma isteği hep vardı
Görünür olma isteğinin insanlık tarihi boyunca hep var olduğunu hatırlatan Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir, “Özellikle geçmiş dönemde portreler ve fotoğraflar, günümüzde de sosyal medya aracılığıyla her an her yerde görünür olma arzusuna dönüştü. Sosyal medyada görünür olmak, varım demenin bir parçası haline geldi. Kişilerin sosyal medyadaki varoluşu, kimliklerini temsil edebileceği yeni bir fırsat halini aldı” dedi.
Onaylanma psikolojik bir ihtiyaç
Her an her yerde görünür olma arzusunun içinde birtakım psikolojik ihtiyaçları barındırabildiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir, “Onaylanma ve kabul görme bu ihtiyaçlara verebileceğimiz örneklerdir. Bu ihtiyaçlar tabii ki her bireyde farklılık gösterebilir. Dolayısıyla bu soruyu kendimize de yöneltmeyi önemsiyorum. Kişiler kendilerine de sorabilir. Görünür olduğumda ne oluyor? Fotoğraflarım beğenildikçe ne hissediyorum? Görünmediğinde ne oluyor? Hangi düşünceler zihnimi işgal etmeye başlıyor? Bu soruları kendimize yönelttikçe görünür olma arzunuzun altındaki ihtiyaçları görmeye ve anlamaya yakınlaşabiliriz” ifadelerini kullandı.
Güzel görünme baskısı yetersizlik hissi yaratıyor
Sosyal medyada dayatılan sürekli güzel görünme algısının her zaman, her yerde kusursuz ve güzel görünen ideal bir benlik algısına yani gerçekçi olmayan bir idealizasyona sebep olabildiğini vurgulayan Özdemir, “Bedenimizin zihnimizdeki temsilinin bedenimizi nasıl algıladığımızı gösterir. Kişinin algıladığı benlik emoji ile idealize ettiği benlik imajı imgesi arasında fark açıldıkça da kişi gerçeklikten kopuk bir zeminde kendisini değerlendirmeye başlıyor. Güzel görünme baskısı kişinin yetersizlik, utanç, suçluluk gibi duygular hissetmesine yol açabiliyor. Bu duyguları yoğun bir şekilde ve uzun süre maruz kalmak da birçok psikiyatrik hastalığı tetikleyebiliyor” uyarısında bulundu.
Onaylanma ihtiyacına daha detaylı bakılmalı
Onaylanma ve aslında kabul görme ihtiyacının herkesin zaman zaman hissettiği ve yaşadığı bir durum olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir, “Sürekli görünürlüğümüz, bedenimiz üzerinden bir onay ve kabul görmek kendimizle yabancılaşmaya yol açarken çevremizle de sağlıklı ilişkiler kurmamıza engel olabiliyor. Çünkü görüntüyü temel alarak kendimizi değerlendirdikçe sanki sadece görüntümüzden veya bedenimizden ibaretmişiz gibi algılamaya başlıyoruz. Bu sefer duygular ve düşünceler, başka birçok faktörde anlamını yitiriyor gibi oluyor. Dolayısıyla bu onaylanma ihtiyacımıza daha detaylı bakmayı önemsiyorum. Onaylanmak sadece görünür olmakla mı ilişkili olmalı yoksa bu onay sadece bir de dış dünyadaki kişilerin onayıyla mı mümkün olmalı? Biz kendimizi ne kadar onaylıyoruz, biz kendimizi olduğumuz haliyle ne kadar kabul edebiliyoruz? ya da ne kadar kendimiz olmaya izin veriyoruz. Bunu da kendimize sormayı önemsiyorum” dedi.
Olumsuz beden algısı mutsuz hissettiriyor
Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir, değişimin küresel bir etkiye sahip olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Değişim kişileri tek tip bir güzelliğe, tek ideal bir bedene yoğunlaştırıyor. Sosyal medyada dayatılan o tek tipleşmiş, kusursuzlaştırılmış ve idealize edilmiş bedenler gerçeklikten uzak bir zeminde güzellik olgusunun ele alınmasına sebep oluyor. Sürekli fit olmak, güzel veya yakışıklı görünmek vurgulanıyor. Bunun sonucunda kişi kendi bedeninden hoşnut olmamaya başlıyor. Bedenine yönelik duyduğu memnuniyetsizlik kişinin beden algısına dönüşüyor. Sosyal medyada görerek idealize ettiği beden ve zihinsel temsilinde algıladığı beden arasında olan mesafe açıldıkça da kişi dış görünüşünü beğenmemeye başlıyor. Dış görünüşüne yönelttiği bu hoşnutsuzluk zamanla kişinin kendisine olan güvenini ve değerini etkilemeye başlıyor. Kendi bedeninde memnun olmadıkça da mutsuz hissetmeye başlıyor.”
Sosyal medya güzellik algısını etkiliyor
Kişilerin sosyal medyada her zaman mutlu, eğlenceli, huzurlu görünen aynı zamanda da her zaman kusursuz, fit, güzel veya yakışıklı kişilere baktığını belirten Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir, “Onlara baktığında da onlar gibi hissedebilmek için onlar gibi yaşayabilmek için onlara benzemesi gerektiğine dair bir algılaya kapılıyor. Böylece de tek tipleşen bir yüze tek tipleşene bir bedene doğru birçok müdahaleler başlıyor. Kişi kendisini her zaman fit ve zayıf görmek için kontrolsüzce diyete veya kontrolsüzce yemeği durdurmaya başlayabiliyor. Sosyal medya doğrudan güzellik algısını etkiliyor fakat etkilediği tek şey bu noktada güzellik algımız değil aynı zamanda bu güzellik algısına yönelik duyduğumuz kaygıyla beraber kendi psikolojik sağlığımız da etkilenmeye başlıyor” dedi.
Yolun başındayken uzmana başvurulmalı
Uzman Klinik Psikolog Penbesel Özdemir, “Dayatılan güzellik algısı sebebi ile özbenlik algımız olumsuz yönde var oluyorsa, kişi kendi gerçeğinden uzaklaşıyor ve yaşantısını yansıtmayan sahte kimlikler oluşturuyorsa ve bu durum kendisine yabancılaşıp yalnızlaşmasına sebep oluyorsa bu konuda mutlaka bir uzmandan destek almak gerekiyor. Uzmana sadece bir sorun olduğunda başvurmak değil aslında sorun öncesinde destek almak da önemli. Neden görünür olmak, neden beğenilmek istiyorum? gibi soruları kişi kendine yönelttiğinde yanıt vermekte zorlanıyorsa daha yolun başındayken bir uzmanla bu yola çıkması kendisine yapabileceği en güzel yatırım olacaktır” ifadelerini kullandı.
YORUMLAR