Aziz Bey bize kendinizi tanıtır mısınız? Trabzon’un Hayratı’nda dünyaya gelmişim zamanın şartlarına göre de çağdaş bir yapıda büyümüşüm diyebilirim. Ailemin okuma-yazma oranı ve entelektüel seviyesi oldukça yüksekti. Ailemiz eğitime en fazla önem veren, şehir kökenli bir aileydi. Köklerimiz Alpaslan’la Birlikte Anadolu’ya giren Türklerden. Sonra savaşarak Kastamonu’ya oradan da Saraya yerleşmişler. Sarayda hep hekimbaşı seviyesindeler. Vezir yardımcısı olan Ata dedem Nizam-ı Cedit Ordusunun kurulusu ve Yeniçeri Ocağının kaldırılması dönemlerinde ki kanlı olaylar sonrasında şartların ağırlaşması nedeniyle, bugünkü ikamet ettiğimiz Hayrat ilçesine maddi varlıklarını alarak yerleşmiş dönemin şartlarında yaşayabilmek için güvenlik açısından ateşli silahları elinde bulunduran Aile, daha sonra silahın kalem, bilim olduğu kanaatine varmış ve eğitime çok önem vermiştir. Of İlkokulunda,5.5 yaşında ikinci sınıftan eğitime başladım. Küçükken sorarlar, büyüyünce ne olacaksın diye? Sizin hedefiniz var mıydı? Ailede doktor,mühendis,hukukçu doluydu.Hedefimi onlar belirlediler bir bakıma.İlkokulu bitirdikten sonra,Hayrat’ta ortaokul olmadığı için,Edirne’de Devlet Su İşleri Daire Başkanı olan dedem Ziya Nuhoglu’nun yanına gittim.
Dedemler en küçük oğullarını Üniversite tahsili için gönderince yalnız kalmıştı.Aileme Aziz’i bize vericeksiniz dediler.Böylelikle 10 yaşında Trabzon’dan Edirne’ye gittim.Edirne Lisesi’nin orta kısmına kayıt olacaktım.Kayıtlar da kapanmışti.Sonra Nuhoğlu soyadımı duyunca,bizden mezun olan okul birincisi Dr Zafer’in yeğeni diyerek,kayıtları kapalı olan liseye kaydımı yaptılar.Birinci sınıfı orada,ikinci sınıfı Ankara’da okudum.Sonra özleme daha fazla dayanamadığımdan,Trabzon il merkezine yerleşen ailemin yanına gittim.Orta son ve üç senelik lise tahsilimi Trabzon’da tamamladım.Şansımdan sadece bir yıl sınavla Lise’ye alındığı dönemde,ikincilikle Lise’ye de sınavla girdim.Lise son sınıfta,mesleki yönlerdirilmem konusunda Edebiyat öğretmenim Nebahat Hanım yardımcı oldu. Lise yıllarında unutamadığınız bir anınız var mı? Orhan Kemal’in Sokakların Çocuğu adlı bir romanı vardır.Oldukça da ağır bir eserdir.
Edebiyat öğretmenim Nebahat Hanım,okuyup özetini çıkarmamı istemişti.Okumuş ve mükemmel bir şekilde özetini çıkarmış,sınıfta iki saat boyunca pasajlar vererek sınıfa takdim etmiştim.Nebahat Hanım’ın duygulanıp,belki de bu kadarını beklemediği bu sunumum karşısında bana sarılıp öpmesi dün gibi hatırımdadır. Üniversite tahsil hayatınız nasıl şekillendi? Ankara Tıp Fakültesi’ni kazanmıştım.Kaydımı yaptırıp 20 gün Ankara Tıp Fakültesi’nde okudum.Sonra Rahmetli büyük dayım Prof.Dr. Remzi Nuhoğlu benim doktor olmama itiraz etti.Ailemin büyük çoğunluğu,üç dayım,üç yengem,Amcam doktordu.Diğer iki amcam hukukçuydu.Çok uzun bir tahsil olduğunu söylerek beni caydırdılar.Bunun üzerine İstanbul’a geldim ve İstanbul Hukuk Fakültesi’ne kaydımı yaptırdım.Üç buçuk dört senede bitirdim. Sizin öğrencilik yıllarınız 68 kuşağı dönemine denk geliyor sanırım.Bize biraz o dönemlerden sizin pencerenizden bahseder misiniz? Fakülte’ye geldiğimde sene 1967’diydi.Bozkurt Nuhoğlu o dönem öğrenci lideriydi.Ben de bir anda 68 kuşağının içinde buldum kendimi.Geldiğimin daha birinci ayında Boykot ve yayın şefi oldum.18 yaşını dahi doldurmamıştım o dönemde.Deniz Gezmiş’le de bir yıl sıra arkadaşlığım olmuştu.
Onun da Karadeniz kökenli ve devrimci olması bizi yakınlaştırmıştı.Ve bu durum çok da hoşuma gitmişti.68 kuşağıyla 68 eylemlerinin herbirinin içinde fiilen bulundum. Sivil Toplum Örgütçülüğünüzün temelleri de o dönemde mi atıldı? Ankara’da Sosyal Demokrasi Dernekleri federasyonu kurulmuştu.İstanbul Bölge Başkanlığı yaptım.İstanbul Hukuk Fakültesi Sosyal Demokrasi Dernekleri Başkanlığı yaptım.Devrim Ocakları Genel sekreterliğini yaptım.Bu sivil Toplum örgütleri içinde görev alırken derslerimi de asla aksatmadım.3.5 yılda o ağır tedrisatlı eğitimi alıp Okulu bitirdim ve staja başladım. Askerlik döneminiz Kıbrıs Barış Harekatına denk geldi bu durumda değil mi? 1972’den sonra Ankara da askerliğimi yaparken 1974 ‘de Kıbrıs Bunalımı çıkmıştı.Eşimi istemeye gidecekleri gün Kıbrıs’a gittim.Eşimi istemeye Ailem giderken ben de harekata gitmiştim.Unutamayacağım ilginç bir anıdır.Kıbrıs Barış Harekatının ilkine de ikincisine de katıldım.28.Tümen Komutanlığındaydım.
En ön cephedeydim.Bizim birliğin komutanı Rahmetli Tümgeneral Osman Fazıl Polat’ın hep yanındaydım.Hem Adli Müşaviri,hem danışmanıydım.1974’den Harekatlar tamamlandıktan sonra Türkiye’ye gelip Siyasal Tarih Masterı yaptım. Kaç yıldır avukatlık yapıyorsunuz?Size Kadıköy’ün en eski Avukatlarından diyebilir miyiz?Çocuklarınızın meslek seçimine etki ettiniz mi? Söylenebilir.1972’den bu yana Avukatlık yapıyorum.1976’da evlendim.Eşim Şule Ekonomist.Ama ekonomiyle ilgilenmedi.Son 25 yıldır resimle uğraşıyor,on civarında kişisel ve karma sergi açtı.Sanat bizim olmazsa olmazımız haline geldi.Evin içi adeta bir sanat atölyesi.Oğlum Avukat kızım Müzik Öğretmeni.Kızım Aslı sadece Müzik Öğretmeni olmak istedi ve Üniversite tercihine ilk sıraya Marmara Üniversitesi’ni yazdı ve kazandı.Çok iyi bir piyanist.Çin’de ve Berlin’de konserler verdi.Halen Bilfen Okullarında öğretmenlik yapıyor.
Oğlum Oğuz’a Hukukçu ol asla demedim.Yetkin bir konuşma ve hitabet yeteneğine sahiptir.Mesleğini seçmesinde hiç etkilemedim.Kendisi istedi.Hatta Amerika’da Para-Finans Eğitimi de aldı.Uluslarası Ticaret Masteri yaptı.Oğlumun hep Bilim Adamı olmasını istedim.İnsan Hakları Derneği Başkanı,yakın arkadaşım Prof.Dr.Aysel Çelikel tezine 100 üzerinden 100 vermişti.Türkiye’de Çalışma Ekonomisi Hukuku alanında ilk beşe girer.10 yıl eğitim aldığı diğer alanlarda üst düzey çalıştıktan sonra 2011 yılından itibaren serbest avukatlık yapmaya başladı benimle birlikte.Kendine özel bir portföyü var.Klasik Avukatlık yapmaz.Büyük şirketlere danışmanlık yapıyor.Büyük halamın mimar kızı ile mutlu bir evlilikleri var.
Çevrem inşaatçı ve müteahhit olunca,inşaat hukuku konusunda uzmanlaştım.Uzunca bir süre bilirkişilik yaptım,bilgimi paylaşmak ve onore olmak adına ama artık yapmıyorum. 50 yıl öncesinin Kadıköy’ü ile şimdiki Kadıköy’ü karşılaştırın desem? En basitinden eskiden Kadıköy Çarşı içinde ki Ofisimin önüne arabayla park edebiliyordum.İnsan ve araç kalabalığı yoktu.Köprünün yapılmasıyla ofisin önnünden arabamla İstanbul Adliye Sarayı’na 17 dakikada geçerdim.Betonlaşma yoktu.Aradan yıllar geçse de,ciddi değişimler geçirse de Kadıköy Çarşısı hala benim için özeldir.Canım sıkılsa,başım ağrısa kendimi çarsiya atar,bir tur yaparım.Havam değişir.Başımın ağrısı da geçer. Sivil Toplum örgütçülüğünüz,Dernekçiliğiniz nasıl başladı? İlk kayıtlı olduğum dernek,İstanbul Atlı Spor Klübüdür.Ender Buruloğlu adlı bir şampiyon kız yetiştirdik.Uzun yıllar orada hizmet ettim.Yine ilk kayıtlı olduğum derneklerden birisi Of-Hayrat K.Y.D İstanbul Genel Başkanlığı’dır.O zamanlar şube yoktu.
Particilik yaptım.Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu kuzenimdir.Nuhoğlu Aile Yakınları Vakfı’nı kurduk ve yönettik.Özellikle kendi yöremizde ciddive önemli işler yapmıştır.Türkiye’de ilk defa Organik Meyva Bahçesi bize aittir.Halen faaliyettedir ve ürün yetiştirilir.Trafik yoğunluğundan karşıda kiDerneğe gidip gelmek zorlaşınca,1987 yılında İstanbul Anadolu Yakası Of-Hayrat K.Y.D’ni,ilk kurucuları olarak Cengiz Saral,Mehmet Sadıkoğlu,Mustafa Çakıroğlu ile birlikte hayata geçirdik.Bütün çabam Ofluları çağdaş bir düzeye getirip eğitmekti.Bundan yedi sene önce şimdiki dönem Başkanı Hasan Çakıroğlu ile gönül birliği yaparak bu hedefimiz doğrultusunda kentli bilincini oluşturmak ve kaynaştırmak misyonuyla yerel,ulusal ve uluslararası düzeyde kültürel projelerin startını verdik.Hasan Çakıroğlu’nun gayretleriyle bugün ne mutlu ki derneğimizde,Akademik donanımlı Üniversite Hocaları yönetiminde ki TSM VE THM Korolarımız senede beş altı konsere başarıyla imza atmakta,genç nesiller ve müzik sevdalısı yüreklerle öz kültürümüz yaşatılmaya çalışılmakta,gençlere eğitim verilmektedir
.Dernek THM Koromuz,Marmara Bölgesinde ki korolor içinde birinci olurken,TSM koromuzda iki dalda mansiyonla ödüllendirilmiştir.Mevlana Haftasında Konya’da ki Şeb-i Arus Törenini İstanbulluların takdirine sunduk ve büyük beğenilirini kazandık.23.İstanbul Müzik Günleri kapsamında İstanbul’da ki korolar içinden seçilen 10 özel koroyla İstanbul temalı başarılı bir konser verdik.Ayrıca Resim,Rölyef,Bilgisayar,Osmanlıca kursları açtık ve Okuma Atölyemizle edebiyatseverleri buluşturduk.Karadeniz yöresinin olmazsa olmazı horon,folklor,kemençe kurslarıyla her yaş grubundan kişilerle kültürümüzü kaynaştırdık. Bu faaliyetler her geçen gün ivme kazanarak devam edecektir.Bu uğurda üzerimize düşeni seve seve yerine getirmeye devam edecek ve hizmetlerimize devam edeceğiz. Gerçekten Hem Kadıköy,hem İstanbul hem de Of-Hayrat’ın aydınlık yüzüdür.Bundan da gurur duyuyorum.İlk kurulurken burada Kadın ve çocuklara pozitif ayrımcılık yapma parolasıyla yola çıkmıştım.Toplumun %50’sini kadınlar,%50’sini erkekler belirliyorsa,O zaman Derneğimizinde o toplumun aynası olması lazımdır.Oflu platformlarda erkek egemendir.
Anadolu yakasında ki Derneğimizde yönetimde kadınlarımız var.Ancak arzu edilen sayıda değil.Yönetimin yarısında hanım olmalı.O noktaya gelebilirsek bu hedefimi gerçekleştirmiş olacağım. Son olarak Aziz Nuhoğlu nasıl bir Türkiye hayal ediyor? Sosyal yapımı herkes bilir.İnsan hakları,Kadın Hakları,Kiraya verilen emeğin değerlendirimesi ve hukukun üstünlüğü ilkesini temel alıp kuralları koyup o kurallara göre idare ve yuttaşın hareket edeceği,kanun devletinin değil mutlaka hukuk devletinin geçerli olduğu,katılımcı demokrasiyle yönetilen bir Türkiye.Bugün kü Türkiye’de ne yazık ki bunu pek göremiyorum.Asla ümitsiz değilim.Su yolunu bir şekilde bulur.Sosyal olaylar,iyiliğe,doğruya,güzele,akla,bilime doğru akarsa,su da o yolu bulur ve akar.
YORUMLAR