Silah sesleri gecenin karanlığını yırttığında
İstanbul uyuyordu.......
.............
Birbirlerini delice seven üç insan..
Bilmedikleri bir sebeple..
Kestiremedikleri bir zamanda.....!
Kimselerin keşfedemeyeceği bir ruhsal çözülme anında
Ard arda yere yuvarlandılar................
...........
Belki en çok Hazal şaşırmıştı olanlar..
Çünkü hiç beklenmeyen..
Hiç ummayan belkide sadece oydu.
Herşey olabilirdi de Hazal için.....? ?
Ama, dünyalardan çok sevdiği babasının
Silahından çıkan mermiler ile ölümü olamazdı?
O daha yedi yaşındaydı,
Ölümü değil yaşamı bekliyordu,
Büyümeyi umuyordu.........
En çok istediği şey de?
Babasının bir gün onu helikoptere bindirmesiydi....!
Her defasında....
Giyinip kuşandığında..
Arslanlar gibi babası,
Pilot elbiselerinin içierisinde pırıl pırıl parlarken...............
Ama her defasında
Ceketinin ucundan tutuyordu Hazal,,,,,,,,
- Babacığım diye yalvarırdı...-
Ne zaman beni helikoptere bindireceksin?
Hep sen tek başına uçuyorsun?
Beni uçurmuyorsun......!
- Sabret bebeğim diyordu Ferda Yüzbaşı....-
Güzel ve huzurlu günler gelecek....
Baban seni helikoptere bindirip
Göklerde gezdirecek.............
.........
Babası Hazaldan çok şey biliyordu..!
Kullandığı helikopterin bir savaş silahı olduğunu biliyordu........
Güneydoğu da,
Her çalı gibi
Kahpe pusu kokakn uğursuz karanlıklarda
Az uçmamıştı helikopteri ile! ! ! ! ! ! :................
Hatta bir defasında düşmüştü,
Kullandığı -Skorsky-- ile............
O düştüğünde......
Birliğindeki arkadaşları,
Ferda dayanır demişlerdi..
Kara, soğuğa ve karanlığa..............! ?
Mutlaka dayanır demişlerdi......
Sonra - Ferda Yüzbaşıyı - düştüğü bölgede
Ölüme kahramanca direnirken bulmuşlardı nitekim........
Ferda Yüzbaşı kahraman bir delikanlıydı......
Bir defasında,
Skorsky ile yaralı askerlerini toplarken...
Aşağıdan sıkılan mermiler bacaklarının arasından geçmiş
Helikopterinin tavanını delip dışarı çıkmıştı......
Ama - Ferda Yüzbaşı - umursamamıştı.
Yaralı askerleri toplamaya devam etmişti....
O öyle bir delikanlıydı işte................
Sonra...........
Komutanlarıonu -Kurmay- olsun diye
Harp Akademilerine göndermişlerdi..
97 Ağustosunda -Kurmay Pilot Binbaşı - olacaktı.............
Ama.......! ,
................
36 Yaşındaydı
- Dante gibi - ortasındaydı ömrün...
Ama kendisi açısından belkide tamamladığını düşünmeye başlamıştı ömrünü...................
...........
Ölüm karanlıklarında zaman
İki hatta üç misli geçer belkide...
Yaşamayan bilmez......
...
Yine kimseler bilemezki
Belkide Ferda Yüzbaşı
İstanbula geldiğinde...
Bebeği gibi gördüğü helikopterinden inip..
İstanbulun karamsar sokaklarında yürümeye başladığında
Aniden ne kadar yaşlandığını düşünmeye başlamıştı...........
Belkide İstanbulun görev yaptığı dağlardan
Ne kadar uzakta olduğunu.............
İki dünyanın neden bu kadar kopuk olduğunu
Görüp hissedip..........
.............
Ud çalmaktan ve şarkı söylemektenzevk alamaz hale gelmişti..
Zaten hayatın ne değeri vardı ki..?
Ud çalıp şarkı söyleyemedikten sonra?
.....................
Minik Hazal bunları bilmiyordu işte?
Babasını ruhunda kopan fırtınalardan habersizdi..
Tek istediğ...
En çok sevdiği ve dünyanın en yakışıklı adamı....
Dünyanın en iyi pilotuyla, babasıyla
Helikopteri ile binip uçmaktı..............
..............
Minik Hazal göklere uçtu
Ama babasının helikopteri ile değil..............
Babasının silahından çıkan mermiler ile..........? ! ! !
Hayata veda ederek................
Hazalın ölüm sebebi,
Savaşın hüzünlerinde saklıydı
İnsanların yüreklerindeki umutları söndüren
Bütün Savaşların hüzünlerinde saklıydı..
Minik Hazalın Ölüm Sebebi........................
17/04/1996
foto-Selcuk Koçbıyık
YORUMLAR