• Reklam

Okulda başarının anahtarı, evde konuşulan dil

Evde konuşulan zengin dil, çocuğun okul başarısı ve eğitim hayatını olumlu etkiliyor. Uzun ve düzgün cümleler kuran, konuşmalarında soyut ifadeler bulunan ebeveynleri olan çocukların, okulda daha başarılı olduğunu belirten uzmanlar, ailelerin çocukla iletişim kurarken mümkün olduğunda açıklayıcı ifadeler kullanmalarını tavsiye ediyor.

Okulda başarının anahtarı, evde konuşulan dil

Evde konuşulan zengin dil, çocuğun okul başarısı ve eğitim hayatını olumlu etkiliyor. Uzun ve düzgün cümleler kuran, konuşmalarında soyut ifadeler bulunan ebeveynleri olan çocukların, okulda daha başarılı olduğunu belirten uzmanlar, ailelerin çocukla iletişim kurarken mümkün olduğunda açıklayıcı ifadeler kullanmalarını tavsiye ediyor.

Okulda başarının anahtarı, evde konuşulan dil
Editor: admin
21 Eylül 2019 - 07:37

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Barış Erdoğan, ev ortamında konuşulan dilin zenginliği ve içeriğinin öğrencilerin tüm okul hayatındaki başarılarını etkilediğine dikkat çekti.

 

Zengin kelime dağarcığı kullanılıyor

 

Ebeveynleri soyut ifadelerin yer aldığı, uzun ve düzgün açıklayıcı cümleler konuşabilen çocukların diğer arkadaşlarına göre eğitim hayatında çok daha başarılı olduklarını kaydeden Doç. Dr. Barış Erdoğan “Yapılan araştırmalar eğitim hayatında başarılı olan öğrencilerin evlerinde ebeveynlerin başarısız çocukların ailelerine göre çok daha fazla farklı kelime kullandığını ortaya koymaktadır. Bu ebeveynlerin bol bol sıfatlarla ve soyut ifadelerle konuşmalarını zenginleştirdikleri, çocukların sorduğu sorulara onların meraklarını geliştiren yanıtlar verdiği görülmektedir” dedi.

 

Eğitim düzeyi düşük ailelerde kodlar zayıf

 

Buna karşılık özellikle eğitim düzeyi düşük olan ailelerde çocukla konuşulurken kalıp yargılı ifadelerin sık kullanıldığını ve soyut düşüncelerin çok az dile getirildiğini vurgulayan Doç. Dr. Barış Erdoğan, “Eğitim düzeyi düşük ailelerde genellikle bitmemiş ve yapısal bakımdan zayıf tümceler kullanılıyor. Duygu ve düşünceler tam olarak anlatılamıyor. Duygu ve düşünceler, daha çok el kol hareketleri ile anlatılıyor” dedi.

 

Kısıtlı yanıtlar, çocuğu kısıtlıyor

 

Bu zayıf kodlar içinde yetişen çocukların evde ebeveynlerine sorduğu sorulara “Yasak, senin aklın ermez, işte böyle” gibi ifadelerle kısıtlı yanıtlar aldığını kaydeden Doç. Dr. Barış Erdoğan, bu durumun çocuğun gelişimini etkilediğini kaydederek “Bu nedenle hayat hakkında karmaşık kodda ustalaşmış eğitimli ailelerin çocuğuna göre, zayıf kodlarla yetişen çocuklar hem daha az bilgilenmekte hem de daha az meraklı olmaktadırlar” dedi.

 

Okuldaki dili anlamak zorlaşıyor

 

Çocuğun öğretimde kullanılan, soyut ve duygu içermeyen dile karşılık vermekte zorlandığını kaydeden Doç. Dr. Barış Erdoğan, “Öğretmenin kullandığı dil, bu sefer çocuğa anlaşılmaz geliyor. Çocuk öğretmenin kullandığı karmaşık, soyut ifadelerle dolu dili kendine göre yorumlamaya çalışıyor ama doğru yorumu yapmakta başarısız olabiliyor. Çocuğun sınavlarda kullandığı dilsel ifadeler zayıf kalıyor, öğretmenleriyle ve okul idarecileri ile adeta bir başka dil kullanıyor, bol bol iletişim kazaları yaşıyor, disiplin sorunları da ortaya çıkıyor. Çocuk kendini aynı kelimelerin farklı anlamlarda konuşulduğu yabancı bir ülkede gibi hissediyor. Bir an önce oradan kurtulmak istiyor. Bu çocuklar ezbere dayanan eğitimde daha az zorlanırken, modern eğitim metotlarında zorlanmakta genelleme ve soyutlama içeren kavramsal ayrımları yakalamada büyük sorunlar yaşayabilmektedir” diye konuştu.

 

Çocukla konuşurken açıklayıcı ifadeler kullanılmalı

 

Doç. Dr. Barış Erdoğan ailelerin çocukların akademik başarısı için onlarla konuşurken mümkün olduğunca açıklayıcı ifadeler kullanmaları ve emir kiplerinden kaçınmaları gerektiğine dikkat çekti.

 

Çocukların hayal gücü zenginleştirilmeli

 

Ebeveynlerin çocuklarına daha fazla halk hikâyeleri, destanlar, masallar, Doğu ve Batı mitolojisinden eserler okumaya teşvik ederek onların hayal güçlerinin zenginleşmesine, soyut düşünme kabiliyetlerinin gelişmesine katkı sağlayabileceklerinin altını çizen Doç. Dr. Barış Erdoğan, “Soyut düşünebilen bireyler hem eğitim alanında başarılı olurlar hem de iş hayatında taklitçi değil yenilikçi olurlar” dedi.