31 Mart 2019 yerel seçimler öncesi siyasetin alabildiğine gerginleştiğini ifade eden çok sevdiğim bir arkadaşımın ifadelerinden yola çıkarak karşı karşıya kaldığımız tablonun bizleri endişeye sevk ettiğini maalesef burada belirtmeden geçemeyeceğim.
Siyaset insanları ayrıştırarak bölüyor ve bugün ki tablonun çok ürkütücü duruma geldiğini maalesef üzülerek görmekteyiz. Birbirlerine karşı hoşgörüyü tamamen ortadan kaldıranlara şahit oluyoruz? Peki nereye koşuyoruz bileniniz var mı! O zaman şimdi bizler neler yapmalıyız, yada taraftarı olduğumuz siyasi kimliğimizi nasıl kullanmalıyız. Doğru bir düzlemde olmak bilimsel anlamda matematik yaparak çözümlenecek bir şey değildir siyaset yapmak?
Mutlak suretle doğru ile yanlışı, Hak ile batılı ayırt edebilecek olanlar tercihlerini yaparken bu durumu elbette ortaya koymaktadırlar? Fakat körü körüne siyasi bir yapının esaretine kendilerini kaptıranlar, yapılan yanlış uygulamalarda irade ortaya koymayanlar fanatik taraftarlık yapmaktadırlar; böyle bir seçmen gurubun milletimize ve memleketimize faydası olmaz, olamaz? Herkes kullanacağı dile mutlaka dikkat etmelidir ve fenalıktan da kaçınmalıdır. Yüce İslam dini bize böyle bir misyon yüklememiştir.
Hoşgörü ve diyalog yolunu tamamen kapatarak kırıcı üslubla siyaset yapmak aile arasında ve yakınlarımızla olan ilişkilerimizi zedelemektedir. Siyasi tartışmalar mutlaka olmalıdır fakat bu sohbet ortamında ki konuşmalarda ki gibi yapılmalıdır. Kötü söylemler kullanılması iş hayatında dahası ticari faaliyetlerimiz sarsılıyor şucu, bucu olarak lanse edilerek kara listelere alınmak yarın daha büyük problemleri de beraberinde getirecektir. Uzlaşı kültürü olmadan bir bütün olarak başarabileceğimiz çok şeylerin olabileceğine inanmıyorum.
Siyasetin değil doğru ve ilkeli duruş gösterenlerin yanında yer almamız gerektiğinin bir kez daha altını çizerek, kim doğruyu söylüyor ve adaletli davranıyorsa, bunu hayatına koyuyorsa onun yanında yer almanın bir erdem olduğunu ifade ediyorum. Tabi ki gönlümüz projelerin yarıştırıldığı bir siyasi anlayışın ortaya konulmasından yana olmalıdır. Fakat bizler kendi aramızda polemikler yaratarak keskin bir dil ile atışmalara giriyor gerginlik oluşturacak ortamlara sebebiyet veriyoruz. Bu bize yakışan bir durum da değildir.
Milli meselelerde mutlaka bizi tek ortak bir noktada buluşturan şeyin beka sorunu olduğunu bildiğimiz halde niçin böyle bir dil kullanıyoruz. Bu vatan bu ülke hepimizin yerel seçimlerde daha çok inandığımız bir adayı desteklemekten doğal bir şey ne olabilir ki? Bizim inancımızda vatan sevgisinin imanın bir parçası sayıldığını da biliyoruz. Terör örgütlerine ve bölücülere karşı hepimizin ortak noktası milli iradedir; böyle bir durumda kırıklık göstermek zaten vatana ihanettir. hepimizin ailesinde acılar yaşayan gözü yaşlı anneler olduğunu da asla unutmayalım.
Bugün terörden beslenen siyasi kimliklerin uzantılarını ve arkasında ki güçlerin kimler olduklarını hepimiz biliyoruz. PKK terör örgütü ile ilgili iç güvenlik harcamalarında ki maliyetimiz ile yeni bir Türkiye kurmak mümkün iken bizim dostumuzun yine kendi milletimiz olduğu gerçeği de ortadadır. Bizler çok farklı ortamlarda yine bir araya geliyoruz? Türk milletin geleneklerinde var olan nişan, düğün, cenaze ve camilerde hatta cafelerde çok kez bir araya geliyoruz, o zaman kırıcı olmayalım? Elbette bu durumun oluşabilmesi için siyasilerin ve yerel yöneticilerin tutumu da çok büyük önem arz etmektedir.
Yedi düvele karşı topyekün milli mücadele vermiş necip Türk milleti kendi bağımsızlığını ilan ederek yeni bir devlet kurmuş, içerisinde ki etnik guruplarla bugüne kadar gelmiş ve çok şey başarmıştır. Çanakkale'de verilen o muhteşem direniş bu milleti oluşturan unsurların ortaya koyduğu sarsılmaz iradenin de adıdır? Hiç düşündümüz mü acaba, Çanakkaleyi geçilmez kılan şey neydi! Peki şimdi ne oldu bize; O zaman gelin hep bir ve beraber olalım. Siyasi tercihlerimiz demokrasimizin bir zenginliği ve çeşitliliği olsun! Ortak noktamız Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve necip milletimiz olsun.
Dostluklarımızı ve akrabalık bağlarımızı, komşuluklarımızı bir kenara iterek siyaset yapmayalım. 31 Mart 2019 seçimleri çok yakında bitecek ve biz hep yine birbirimizin yüzüne bakacağız? Onun için kırk yıl hatırı olan bir kahvenin veya bir bardak demli çayın hatırını ve bir şekilde bizlerle sofrasında ekmeğini paylaşanları asla aklımızdan çıkarmayalım ve seçimlerde yarışan adaylara başarılar dileyelim. Taraftarı olduğumuz görüşün veya siyasi kimlikli adayımızın kazanması için gayret sarf edelim; fakat bunları yaparken asla centilmenliği elden bırakmayalım..
Unutmayalım ki gözlerimizin rengi farklı, farklı olsa da göz yaşlarımız hep aynıdır..
Ali KARACA
13.03.2019
iSTANBUL