Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) 25 Eylül Dünya Akciğer Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, artış gösteren pek çok hastalığın henüz ortaya çıkmadan önlenebileceğine dikkat çekti. TÜSAD Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ülkü Yılmaz, ülkemizde solunum sistemi hastalıkları nedeniyle gerçekleşen hastane yatışlarının tüm yatışların yüzde 13’ünü; solunum sistemi hastalıklarından kaynaklanan ölümlerin ise tüm ölümlerin yüzde 11’ini oluşturduğunu belirterek, bunun önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı.
SOLUNUM HASTALIKLARINDA ARTIŞ YAŞANIYOR
Prof. Dr. Yılmaz, konu ile ilgili olarak şu verileri paylaştı:
- KOAH tüm dünyada ölüm nedenleri arasında 4’üncü sırada yer alıyor. Her yıl KOAH’a bağlı 40 binin üzerinde ölüm gerçekleşiyor. Türkiye’de 3 milyon KOAH hastası bulunurken, teşhis konulmamış hasta sayısının daha yüksek olduğunu tahmin ediliyor.
- Astım tüm yaş gruplarını etkileyen en yaygın kronik hastalıklardan birisi olarak dünya genelinde artıyor.Tüm dünya genelinde 334 milyon astımlı olduğu tahmin ediliyor ve bu sayının 2025 yılında yaklaşık 400 milyon olması bekleniyor.Ülkemizde yaklaşık 3-4 milyon astımlı kişi olduğu tahmin ediliyor.
- Akciğer kanseri sigara bırakma kampanyaları ve tedavideki gelişmelere rağmen kanserle ilişkili ölümlerin başlıca nedeni olmaya devam ediyor. Akciğer kanseri için dünya genelinde tüm yaş ve cinsiyet gruplarında 2018 yılında 2.1 milyon yeni vaka ve 1.8 milyon ölüm görüldüğü bildiriliyor. Ülkemizde görülen kanser vakalarının yüzde 16.5’inden bu hastalık sorumlu. Akciğer kanserinden ölümlerin 2035 yılı itibariyle 3 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.
- Bunların yanı sıra her yıl 4 milyon kişi alt solunum yolu enfeksiyonları ve pnömoni (zatürre) nedeniyle yaşamını yitiriyor. Ayrıca asbestozis, mezotelyoma, silikozis, pnömokonyoz gibi mesleksel akciğer hastalıkları görülüyor. Uyku apne sendromu, akciğer embolisi gibi hastalıklar da sağlımızı tehdit ediyor.
NEDENLER VE FAKTÖRLER BELİRLENMELİ
“Solunum sağlığı için en önemli nokta hastalığı ortaya çıkmadan önce önlemektir” diyen Yılmaz, “Hastalığa neden olan ve kolaylaştıran faktörlerin belirlenerek bu konuda farkındalık oluşturulup, önlemek en önemli çözüm olabilir” dedi. Solunum hastalıklarının çoğunun çevresel etmenlere bağlı olmasından dolayı diğer sistem hastalıklarına göre daha fazla önlenebilir özellik taşıdığını dile getiren Yılmaz, bu noktada tütün kullanımına ve hava kirliliğine dikkat çekti. Yılmaz, “Her iki konuda da herkesin üstüne düşen görev var; hükümetler, sağlık sunum hizmeti verenler ve tüm bireyler sorumluluğu paylaşılmalı” diyerek, şu bilgileri aktardı:
EN ÖNEMLİ ÖNLEM SİGARA İLE MÜCADELE
- “Ülkemizdeki önemli sağlık problemlerinin baş etmenlerinden biri sigara kullanımı. Nüfusumuzun yüzde 32’si tütün ve tütün mamulü kullanmakta ve ne yazık ki bu kişilerin yüzde 48’i 15-19 yaşları arasında, yani daha çocukken tütün mamulü kullanmaya başlıyor. Bu nedenle akciğer hastalıklarının önlenmesi için alınması gereken en önemli önlem sigara kullanımının azaltılması. Bunun yanı sıra pasif sigara maruziyeti pek çok solunumsal hastalığa neden oluyor. Toplumsal farkındalık oluşması ve çevrenin kontrol altına alınması solunum hastalıklarının önlenmesinde çok önemli bir aşama. Biliyoruz ki sigara çözümlenebilir global bir problem. Bu konu ile ilgili uluslararası önlemler DSÖ tarafından alınmış ve uygulanmaya konmuş durumda. Ülkemizde sigara ile ilgili önlemlerden en sonuncusu düz paket uygulaması, TBMM’de onaylanan uygulama Aralık 2019’da yürürlüğe girecek. Halen 6 ülkede yürürlükte olan bu uygulamanın bizde de başlıyor olmasını önemli bir gelişme olarak görüyor ve olumlu yansımaları olmasını bekliyoruz.”
HAVA KİRLİLİĞİ CAN ALIYOR
- “Hava kirliliği tüm dünyada çok önemli bir sorun. Dünya nüfusunun yüzde 91’i Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği limitlerin dışında hava soluyor. Her yıl 4.2 milyon kişi hava kirliliği nedenli yaşamını yitiriyor. Veriler ülkemizde hava kirliliğinin neden olduğu ölümlerin trafik kazası nedeni ile ölümlerden yaklaşık 2 kat fazla olduğunu gösteriyor. Bu soruna yönelik olarak yeşil alanların korunması, çoğaltılması ve kontrol altına alınması çok önemli. Dernek olarak oluşturmaya başladığımız Solunum Ormanı ile bu konudaki duyarlılığı arttırmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte toplu taşımanın kullanılması, araçların bu amaçla yoğun olarak kontrol altında tutulması, egzoz ölçümlerinin düzenli olarak yapılması, sanayi alanlarının bu amaçla standartlara uygun olması ve yoğun olarak kontrol edilmesi, hava sirkülasyonunu bozacak binaların yapılmaması, bina yalıtımlarının yapılması gibi konular da önem ve özen istiyor.”