29. Haftadaki Başakşehir-Galatasaray ve Trabzonspor-Ankaragücü maçlarında takımların artık yavaş yavaş baskıyı hissetmeye başladıklarını gördük.
Fatih Terim o karşılaşmaya final maçı olarak bakmıştı çünkü ilk iki sıra hedefinin bu maçtan alınacak mutlak galibiyete bağlı olduğunu biliyordu. Final maçlarına iyi motive olan ve takımını da iyi motive eden bir Teknik Direktör olarak bilinen Fatih Terim, genç Okan Buruk’ un takımına zor anlar yaşattı. Maçı kazanacak pozisyonları da bulan ancak forvet oyuncularından yoksun olması sebebiyle değerlendiremeyen Galatasaray o 90 dk bittiğinde matematiksel olarak olmasa da mental anlamda havlu atmıştı. Sonrasında Onyekuru nun da takımdan ayrılması işleri daha da zora soktu.
Başakşehir 30. Haftada ise Galatasaray maçında cezalı duruma düşen oyuncuları, üstüne kaybedilen 2 puanın verdiği moral bozukluğuyla gittiği Antalya deplasmanında alternatifli kadrosuyla maçı kazanmayı bildi. Beklemeye koyulmuştu ki rakibi Trabzonspor Galatasaray deplamanında olacaktı.
Trabzonspor, geldiği noktada önemli payı olan 3 oyuncusunu aynı anda oynatamadığı Pandemi sonrası günlerde yenilmedi belki ama istediği sonuçların tamamını aldığını da söyleyemeyiz.
Fiziksel ve Mental anlamda olumsuz etkilendiği Alanyaspor maçı ardından Antony ve Ekuban ın yokluğunda çıkılan ve belki de sezonun Trabzonspor adına pozisyona girme anlamında en kısır maçı olan Ankaragücü karşılaşması oynandı.
Bu iki maç sonunda kayıp 4 puan umutları azaltmıştı ki yeniden hedefe tutunma anlamında önemli olan Galatarasay maçı 3-1 Trabzonspor un galibiyeti ile sonuçlandı.
Maç içinde yaşanan ve Galatasaray ın oyundan erken kopmasına sebep olan hakem kararları VAR sistemi sayesinde verildi. Göz ardı edilmemesi gereken bu ayrıntı, VAR ın olmadığı zamanlardaki Galatasaray-Trabzonspor maçlarını hatırlattı.
Şimdi ligin tepesinde başbaşa kalan 2 takımın kalan 4 er maçının 3 er tanesi Küme Düşmeme mücadelesi veren takımlar ile oynanacak.
Fikstürde Başakşehir i takip eden Trabzonspor için bu durumun avantaj mı dez avantaj mı olacağını bize önümüzdeki maçların sonuçları gösterecek.
Takımların mevcut kadrolarının Son düzlükteki final maçlarını oynama tecrübeleri düşünülürse Başakşehir in daha önde olduğunu söyleyebiliriz. Buna ilave olarak kadro zenginliğini de ekleyebiliriz. Ancak bu noktada üzerinde durulması gereken bir nokta var ki Başakşehir in Trabzonspor kazandığı sürece, mağlubiyet değil beraberlik kredisi bile bulunmuyor.
Olası beraberlikte Trabzonsporun kazanmasıyla yine liderlik koltuğunu kaybedebilecek olan Başakşehir i, puan veya puanlar için canını dişine takacak olan rakipler karşısında zor anlar bekliyor olabilir tabi Trabzonsporu da..
Ligin kaderini belirleyecek olan son 4 haftada hem şampiyonluk mücadelesi veren takımlar hem de düşmeme mücadelesi veren takımlar maçlarını aynı tarih ve saatte oynamaya başlamalı.
Gelin görün ki bu durumda aynı tarih ve saatte maçları oynatmayı bırakın, Trabzonspor un oynayacağı Türkiye Kupası Final maçının tarihi dahi belli değil. 
TFF yetkililerine buradan seslenmek ve sormak isterim; 
İkisi deplasman 3 maçı 9 günde oynatıyor olduğunuz Başakşehir ile ikisi deplasman 3 maçı 7 günde oynatıyor olduğunuz Trabzonspor un farkı nedir? 
İki rakipten, Trabzonspor un henüz tarihini belirlemediğiniz Kupa Finali mücadelesini Lig bittikten sonra mı oynatmayı düşünüyorsunuz ? yoksa Trabzonspor yeniden liderliği ele geçirirse zaten sıkışık olan fikstüre mi eklemeyi düşünüyorsunuz ?
Maçların oynanacağı tarih ve saatlerini henüz belirlemediğiniz 34. Haftaya kadar maçların aynı saate alınması gibi bir uygulama düşünceniz var mı ? Bir tek son hafta mı aynı saatte maç uygulaması düşünüyorsunuz ?
Futbolcuların ve teknik ekibin, bir maçı rakibinden önce oynayacak olması ile aynı anda oynayacak olması arasındaki farkı anlayabilmek için Futbolun içinden geliyor olmaya gerek olmadığını düşünüyorum.
Konu önemli ve dikkate alınmalı! Çünkü bu son düzlük başka viraj yok..