Yayla denilince akla ilk gelen yer. Yeşili, temiz havası ve şifalı kaplıcalarıyla ilgi görüyor. Diğer yaylalara göre konaklama imkânı fazla. Otel ve pansiyonlardan istediğinizi seçebilir ve buradan hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Ancak Trabzon ilçelerinin bir çok yaylasını gezdim turizme yönelik hiçbir şey görmedim.Yaylalar turizmi beklediği gibi turizmin hiçbir nişanı ve izi yok.
Normalde 1800-2000 metre yükseklikten sonra ağaç yetişmez ama aldığı ılıman rüzgârlar sayesinde yayla çam ağaçlarıyla dolu. Bu yaylada bulutların bir deniz gibi akıp gittiğini izleyebilirsiniz.Lakin turizm henüz bulutların üzerine çıkmadı. Turizmle yakından bir ilgisi yok.Sadece günübirlik gezip gelebilirsin.Bu kadar yayla turizmi teşvik edildiği halde yaylalarda ne konaklama ne de ihtiyaç giderecek bir yer yok.Yaylalara çıkmak istersen tüm yiyecek ve giyecek ihtiyacını da beraberinde getirmek zorundasın yoksa aç kalırsın o eşsiz bucaksız dağlarda.
Demirkapı,Çayiroba,Kuşmer, Arpaözü,Derndere ve Haldızen dedikleri yaylalar bir dağ köyü,Yaayla değil.Bu dağ köyleri Trabzon’un Yaylası olarak da biliniyor ancak, Dağları’nın eteklerinde bulunuyor. Etrafı dağ gölleriyle dolu. Eşsiz bir manzaraları var, konaklamak için Uzungöl,Sultanmurat ve limonsuyu buralara 20 km uzaklıkta buralara dönmek zorunda kalacaksınız.
Karadeniz Bölgesi, son 10 yılda gözde bir turizm merkezi haline geldi. Ancak bölge ne yazık ki insanların denizle bağlantısını kesen sahil yolu, taşocakları, çarpık yapılaşma ve neredeyse her vadiye yapılan HES’lerle (hidroelektrik santralı) yeterince yıpranmışken, şimdi de “Yeşil Yol” denilen bir projeyle karşı karşıya. İsmine “yeşil” demek Karadeniz’in yükseklerini tıraşlayan bu yollar için oldukça ironik ama yaptıranlara sorarsanız bu yol turizm potansiyelini arttıracak.
Yaylacılar ise,"Biz dağımıza taşımıza dozerin değmesini istemiyoruz. Yaylamız bozulur. Güzelliğimiz gider. Yaylayı yaylaya bağlayacaklar. Buralara oteller yapacaklar. Biz kalabalık yabancı insan istemiyoruz. Kalmak isteyen olursa küçük ev pansiyonlarında kalsın. Onu da bizden yerli biri yapsın. Yol genişlesin itirazım yok ama beni başka yaylalara bağlamasınlar. Ben tek yolla kendi yaylalarımıza gidip geleyim yeter.
Karadeniz Bölgesi, eşsiz kültürel mirası, hepsi birbirinden kıymetli. Bu sebeple, bu görkemli coğrafyada yapılmayan turizm çeşidi de yok. Yayla turizmi yok ama turizmin yaylası var .Sahip olduğumuz uygun iklimsel özellikler yayla turizminin kapılarını açıyor. Bu bakımdan ülkemizin kırsal kesimlerindeki benzersiz yaylalar; dağ tırmanışlarına, trekking, yamaç paraşütü gibi etkinliklere, atlı doğa gezilerine, doğal bitki örtüsü incelemelerine, jeep safari ve bunun gibi tüm doğa sporlarına uygun alanlar ile yayla turizmine son derece elverişli.
Kültür ve Turizm Bakanlığı son yıllarda giderek artan bir biçimde yayla turizmini geliştirme ve tanıtma çalışmalarına ağırlık veriyor ama bir hafdadır 100 e yakın yayla gezdim bırakın ağırlık vermeyi yolları bile yok denecek katar kötü.Gezdiğim bu yaylalara turist ayağı bile değmedi.
Trabzon’da; Çaykara-Uzungöl, Akçaabat Karadağ, Tonya-Erikbeli, Maçka-Şolma, Araklı-Pazarcık, Yeşilyurt Yılantaş yaylaları, Rize’de; Anzer, Ayder yaylaları, Artvin’de; Kaçkar Yayla’ları, Gümüşhane’de; Zigana (Kayak Merkezi) , Bayburt’ta; Kop Dağ’ı (Kayak Merkezi) Gaziantep’te; Hızır (Huzurlu) Yayla’sı, Manisa’da; Spil Dağ’ı ve Antalya’da; İbradı Yayla’sı yayla turizmine hizmet veren merkezler. Ancak bu bölgelerde 3 bine yakın yayla mevcut.Yanlız bu yaylalardan turistlerin haberi yok.Yayla turizmi sadece 3-5 merkeze bağlanmamalı.
Doğayla iç içe yaşamayı seven, macera benim için en büyük tutkudur diyen, tatilde eğlenmek yerine, öğrenmek, keşfetmek ve kendi sınırlarını denemek isteyenler için yayla turizmi ideal. Bitkiler bakımından sınırsız seçenek sunan yaylalarda endemik türlerin araştırmasını yapmak, yaban hayatı gözlemlemek, mevsimine göre bitkiler derlemek, yöresel kültürleri ve yaşam biçimlerini tanımak, kamp kurarak doğa içinde bir yaşam deneyimlemek, değişik bir alternatif.
Zaten yayla turizminin bir amacı da bu yüksek rakımlı ve gizemli coğrafyaların kendine özgü doğal ve kültürel değerlerini koruyarak tanıtmak ve bu bilinci yaymak. Bu işi yapan tur şirketleri içinde yöreye özgü ve ekolojik bilince sahip olan şirketleri seçmekte bilhassa yarar var.Bu bakımdan yayla turizmini ancak ve ancak geliştirebiliriz.
haber-şemsettin Öztürk
YORUMLAR