Günümüzde Moğolların, Tatarlar ile birlikte Türk olup olmadıklarına ilgili tartışmalar öteden beri sürüp gelmektedir.
Moğol İmparatoru Cengiz Han'ın ve Tatarların Türk olduklarına ilişkin ifadelerin kaynağı İstemi Han'ın Orhun kitabesinde gelenler listesinde rastlamaktayız.
Aynı şekilde Kül- Tegin'in ve Bilge Kağan'ın kitabelerinde Tatarlar çeşitli vesilelerle anılırlar. Bu kitabelerde otuz Tatarların soyu hakkında araştırmalar sonuçlanmamış olsa da Tatarların, Türklerin Kıpçak boyundan geldiği söylenmektedir.
Tabi ki bizler Tatarları Türk olarak kabul ediyoruz fakat tarihi kaynaklarda daha gün ışığına çıkmamış bir çok bilgi ve belgenin yanın da çok önemli dellillerininde olduğunu da biliyoruz. Hatta bir Arap bilgini olan Muvaffak Ud - Din Abdüllatif Bağdadi Moğolları ve Tatarları gözleriyle görerek onları daha yayvan yüzlü, geniş göğüslü, kol ve bacakları küçük esmer renkli, seri hareketli yani çabuk davranabilen bir topluluk olarak tarif eder. Çin kaynaklarında Moğolların, Tatar adıyla anılmaları esasında bu kavimleri Türklerden ayırmışlardır.
Türkler yüksek becerili sanatkar (zanaatkar) anlamında hayli ilerleme ve beceri kaydeden bir göçer kavimdir. Hayvancılık ve tarım sayesinde Türkler geçimlerini temin etmişlerdir. Yastık, minder, halı, kilim ve çanta gibi eşyalarla birlikte kıldan çadırları bizzat kendileri üreterek; hayvancılıktan ve onun ürünlerini beceri ile kullanmışlardır. İpek yolu üzerinde bulunanlar (Türkler) kervan koruyuculuğu yaparak geçimlerine katkı sağlamışlardır. Bozkırın göçer toplulukları yakın kabilelerle akrabalık kurarak kız alıp vererek akrabalık bağlarını güçlendirmişlerdir.
Moğollarda bu Türk'i topluluklarla alış - verişler yaparak yakınlık kurmuşlardır. Zaten kimi geçmiş tarihçilerimizin Moğolları yani Cengiz Han'ı Türk olarak kabul ederler (Prof Dr Zeki Velidi Togan) bu konuda yayınlamış olduğu Moğollar, Cengiz ve Türklük (1941) adlı eserinde ve daha sonra Umumi Türk Tarihine Giriş (1946) adlı büyük ve değerli ederinde Moğol Cengiz Han'ı Türk olarak katiyetiyle ifade eder. Bu şöhretli saygın hocamız Çin kaynaklarını incelemeden, belkide kıymetsiz bir kaç delileden yola çıkarak böyle bir karara varmıştır? Moğol ve Cengiz Han'nın Türk olmadığını ve bu durumu kabul etmeyen (Prof Dr İbrahim Kafesoğlu) ile birlikte günümüz tarihcileride Moğolları ayrı bir ırk olarak tanıtır.
Benzer özellikler aynı kültür dairesinde bulunan milletleri ve toplumları yakınlaştırmış ve kavimleri de birleştirmiştir. Çünkü Türk - Moğol devletinde aynı ünvanlar birlikte kullanılmıştır. Kağan ve Hakan bunlardandır, Avarlardan beri Kağan, Hakan, Tanhu, Bey, Toktamış ve Giray gibi Türkçe ünvanlar, ayırt edici özellikler hem Türklerde hemde Moğollarda görülmektedir. Kağan hanlar hanı krallar kralı olarak ifade edilir. Gelenek ve görenekler aynı kültür dairesinde yaşayanların mutlaka ortaklığı olmuştur, buda Cengiz Han'nın devletinde vardır. Moğol İmparatoru Cengiz Han'nın Türk ordu geleneğini uygulaması, Türkçe konuşması, kurmuş olduğu devletinde ki unsurların % 70 ile 80 yakınının Türk olması yani bu unsurları içermesi tarihcilerimizin böyle düşünmesine vesile olmuş olabilir.
Mesut tarihci Prof Dr Zeki Velidi Togan hocamız daha da ileri giderek Cengiz Han'nın soyunun Bozkurt efsanesine dayandırıldığını belirterek Şa - To Türklerinden onunda Kök - Türklerin devamı olduğu şeceresinin Oğuz Kağana dayandırmaktadır. Hatta bir Çin'li tarihçinin (Çao - Hong) Cengiz Han'nın Afaganlı Kadı Vahideddin Fuşanciye peygamberimiz Hz Muhammed (S.A.V)'in her şeyi önceden bilmiş benim içinde bir şey demişlermidir, diye sorar? Oysa Fahr-i Kainat efendimiz (S.A.V) kendisine bildirildiğini bilendir bildirilmediğini bilen değildir. Böyle bir ifadeyi Cengiz Han nasıl bilebilir ki! Kadı Fuşanci'nin cevabı da Kaşgarlı Mahmud'un ilk Türk dili Antolojisi olan Divan-i Lügat'tit Türk'de geçen sevgili Peygamberimiz Hz Muhammed (S.A.V) hadis-i şerifi olarak bilinen; ''Türkler size dokunmadıkça sizde onlara dokunmayınız'' sözünü söyler.
Halbuki Cengiz Han Müslüman değildir niçin Peygamber efendimiz (S.A.V) diye hitap etsin, bunun bir kurgu olduğu düşünülebilir. Türk tarihcilerinin Cengiz Han'nın bu söylemi ifade ettiğini söylemesi bir uydurma rivayet mi olduğunu bilemiyoruz. Doğruluğu teyit edilmeyen bir söylemden ileri gidemeyen bu ifade tarih konusunda delil olarak kabul edilemez. İslam tarihcileri ve Hadis alimleri bu söylemi Türklerle ilgili olanı sahih saymayarak sıhhatli olmadığını beyan ediyorlar. Prof Dr İbrahim Kafesoğlu gerekçeleriyle Cengiz Han'nın Türk olmadığını benzerlikten ve basit delilerden böyle bir kanaate varılamayacağını ifade ediyor. Günümüz tarihcileri içerisinde Türk Tarih Kurumundan çıkarmış olduğu Göktürkler ve Kök Tengrinin Çocukları adlı eserin yazarı olan Prof Dr Ahmet Taşağıl yazdığı eserine Moğol boylarını almayarak eserini tamamlamıştır.
Prof Dr Ahmet Taşağıl Cengiz Han'ı yani Moğol İmparatorluğunu Bozkurt efsanesiyle Aşinaoğullarıyla aynı soydan görmemiştir. Türk tarihi üzerinde çok titiz çalışmalar yapan bu değerli hocamız eski Çin diline hakim olması bu sahada ki çalışmalarını Çin kaynaklarını iyi okuyarak ve ararştırarak kesin bir delile varmadan Moğollları Türk diye tabir etmemiştir. Cengiz Han'nın devletine Moğol - Türk unsurlarının hakim olması dolayısıyla ne Moğol nede Türk demiş; Moğol - Türk tabirini kullanmıştır. Geçmiş dönem romancıları ve tarihcileri Cengiz Han'nın savaşcı kimliğini ve büyük başarısının sırrını Türk olmasına bağlamışlardır. Cengiz Han'ın Dünya topraklarının % 22'sine sahip olması ve Türkistan coğrafyası diye kabul ettiğimiz Asya bozkırında bulunan milletlerin tamamına yakınını hakimiyetine almış olması ona karşı olan bakışın Türk kimliği ile örtüştüğü gerçekçi bir yaklaşım olarak düşünülebilir.
Cengiz Han'nın devleti Uygurları, Kırgızları, Merkitleri, Naymarları, Kereyitleri ve bir çok milletleri devletine katarak çok güçlü bir ordu kurmuş oldu? Cengiz Han Moğolların Aktatarlar koluna mensup bir Moğoldu! Cengiz Han'nın babası Yesügay ona esir aldığı bir Tatar kabilesinin reisi olan Tumuçin (Demirci) adını koydu. Cengiz Han kısa zaman da büyük başarılar kazandı ve fütuhatlar (fetihler) gerçekleştirdi. Harzemşahların ülkesini yaktı yıktı. Ottarı yerle bir etti? Harzemlerin şahı Alaaddin Muhammed'i bir çok yerde bozguna uğrattı, Buharayı teslim aldı çok kan döktü. Türkistan coğrafyasının büyük şehirlerini harap etti bir çoğunu haritadan sildi? Semerkand da yaşayan halkın büyük bir bölümü telef oldu, Harzem'in başkenti olan Ceyhun şehrini yok etti? Cengiz Han kısa sürede hiç ummadığı büyük başarılara ve uçsuz bucaksız topraklara sahip oldu. Cengiz Han'ın rüzgarının önünde duracak o gün hiç bir güç ve irade yoktu. Öldürdüğü İnsanların büyük bir çoğunluğu da Türktür?
Türkler tarih boyu masum ve teslim olan halka karşı acımasız ve zalim olmamışlardır. Hereksin savaş meydanında zafer kazanmak için adam öldürdüğü gibi Türkler de adam öldürmüşlerdir. Cengiz Han öldürdüğü insanların kafa taslarından piramitler yaptırdığı bilinmektedir. Tarihte böyle zalim bir Türk hükümdar göremezsiniz. Cengiz Han'ın Türklüğü ile ilgili delilin adalet anlayışından yoksunluk bizin onun bir Moğol Hakanı kanatimizi kuvvetlendirmektedir. Türkler Orta - Asya göçebe çevrelerinde bulunan büyük uygarlıklarla (Bizans, Rus ve Çin) her zaman iletişim içerisinde olmuşlardır ticaret yapmışlardır. Türkler güçlü oldukları dönemlerde bu ülkelere akınlar yapmışlardır ve onların yerleşik düzenlerini de bozmuşlardır, bazen bu ülkelerin içişlerine bile karışmışlardır fakat hiç bir zaman onlara karşı katliamlarda bulunmamışlardır. Moğol devletinin Cengiz Han'ın yapmış olduğu zalimlikleri Türk Hakanlarında ve Sultanlarında asla göremezsiniz.
Türkler fetih ettikleri yerlere adalet getirerek o beldeleri bayındır ve mamur hale getirmek için çalışmalar yapmıştır. Moğollar bu anlayıştan yoksundur, fakat Harzemlilerin Moğol elçilerini öldürmesi elbette büyük hatadır ve Cengiz Han tarafından bu durum kötü bir ahit bozma olarak belirtilmiştir. Otrar'a gelen Moğol elçilik heyeti casusluk vasıtasıyla durdurulur ve buranın valisi Gayır Han lakaplı İnalcık tarafından tutuklanırlar. Elçilik heyetinin mallarına el konulur ve bir kaçı hariç hepsi öldürülür. Mal hırsının bu katliamı yaptırdığı ve Moğol - Harzem arasında daha önce imzalanan ticaret antlaşması bozulur. Bu durum Alaaddin Muhammed'in devletinin yıkılmasına vesile olur. Bu olaydan sonra Cengiz Han hiç kimseye acımamış, masum halkları, çoluk çocuk demeden yaşlı ve savunmasız insanları kılıçtan geçirimiştir. Bu kabul edilebilir bir durum değildir Türklerde böyle bir uygulama asla göremezsiniz? İşte onun için tezimiz Moğol ve Türk unsurları ayrı iki millettir.
Türkler arkaik dönem başta olmak üzere hayatlarının hiç bir evresinde böyle bir zalimlik yapmamışlardır. Adalet anlayışından bu yoksunluk Moğol Cengiz Han'ı hedef tahtasına koymaktadır. Türkler atalarının adaletleriyle övünürler zalimlikleriyle değil ve bu durumu asla kabul etmezler? Türk milletini bile acımasızca kılıçtan geçiren hatta Sivas'ta teslim olan ve direniş göstermeyen ellerinde Kuran-i Kerim rahleler olanları acımasızca öldüren Cengiz Han camiye atla girdiği tarihciler tarafından belirtilmektedir. Moğol Cengiz Han Türkistan coğrafyasında bir çok Türki milletleri ve unsurlarını yok ederek tarihe damga vurmuştur. Hatta Anadoluyu iktisaden feci duruma düşürmesi Türk - İslam değerlerini yok etmesi yabancı bir kavmin korkunç bir istila hareketi olarak mı ele alınmalıdır. Moğollara karşı vatan müdafası yapmak lüzümsuz bir vaka olarak mı görülmelidir. Türkler tarih boyunca vatan savunmasını canlarından hep aziz saymışlardır. Elbette ki zalim Moğollara karşı koyma durumu da mutlaka yapılmalıydı?
Moğolların Anadolu'da Türklere karşı yapmış olduğu bu tecavüz ve tasallutun zulüm olarak adletmemek ise Türklüğün töresinde yada ilmi olarak manasız şeyler sayılmamalıdır. Bu durum Moğol Cengiz Han'nın zalimliğinin, durumunu da aslında net olarak ortaya koyuyor? Türklerin büyük adaleti vardır ve onlar yüce İslam dininin de en iyi temsilcileridirler. Moğollar Türk değildir ve iki ayrı kavim oldukları kanaati artık herkesce bilinir oluşmuştur! Türkçe konuşmak ve Türk unsurları devletinin içerisinde barındırmak bir delil değildir ve böyle bir durumu da her şeyiyle tüm delilleriyle ortaya koyarak çalışmamızı da tamamlamış olduk.
''Türkler tarih boyu adaletin temsilcileri olarak herkese güven vermişlerdir.''
YORUMLAR