Yaylacılık ve yayla geleneği bizde çok eski. Özellikle nüfusun kırsalda yaşadığı yıllarda yayla göçleri, bölgenin en önemli gelenekleri arasında yer alırdı. İnsanlar şimdiki gibi yaylaya eğlenmeye çıkmazdı. Ekonomik ihtiyaçlar çok belirleyiciydi.
Yaylacılar; Haziran gibi koyun sürülerinin peşine takılır, Ağustos sonlarına doğru sahile daha yakın olan köylerine inerdi.
Köy tabiriyle malcılık denirdi. Yani 100 ve daha fazla koyunu, keçisi, ineği olanların ticari olarak yaptığı iş. Doğu Karadeniz’in en bilindik ve geleneksel göçü, otçu göçüdür. Binlerce kişi, davul, zurna, kemençe ile ve inekleri de süsleyerek Kadırga yaylasına çıkardı. Bölgede hayvancılık bittiği için artık göçler, şenlik havasında kutlanıyor. Trabzon, Giresun, Gümüşhane, Rize en çok yayla şenliklerinin olduğu iller.
Trabzon’un Akçaabat, Beşikdüzü, Şalpazarı, Vakfıkebir, Çarşıbaşı gibi ilçeleri yayla şenlikleri anlamında en aktif ilçeleri. Trabzon’un doğu ilçelerinde bu yayla şenliği kültürü daha zayıf.
Özellikle Of ve Hayrat hem şenlik hem de festival bakımından en zayıf bölgeler.
Bunda Of ve Hayrat’a özgü, dominant bir ürünün olmamasının da etkisi çok. Of ve Hayrat’ın Sürmene gibi bıçak, Maçka gibi bakır ve yorgan sembolleri yok.
Çay var çay sadece Of bölgesine özgü bir simge değil.
Bundan yirmi sene önce Of’ta sanat festivali düzenlendiğin biliyorum. Hatta dönemin en ünlü sanatçıları da bu festivallerde sahne almıştı. Uzun yıllardır, herhangi bir festival ve yayla şenliğinin olmadığı Of ve Hayrat’da, bu sene bir kıpırdanma oldu. Çakıroğlu ailesi kendi yaylaları olan Çunis’de yayla şenliği düzenledi ki bu şenlik uzun senelerdir bölgede yapılan ilk yayla buluşması.
Daha önce Büyükharman yayla şenlikleri olmuştu ama uzun yıllar sonra ilk yayla şenliği. Hem Of hem de Hayrat’ı kapsayan ilk yayla şenliğine Karadeniz’in ünlü sesleri de sahne aldı. Bunun yanında Of ve Hayrat bu şenliklere büyük ilgi gösterdi.
Ekşioğlu Vakfı Ovit şenliklerini takip etmiş biri olarak, Çakıroğlu Aile Vakfı’nın bu girişimini çok değerli buluyorum. Özellikle yayla ve göç kültürünün yeniden hatırlanması ve canlanması için de önemsiyorum. Bu tür şenlikler, bölgeye geriye dönük olarak bazı ticari alanlar da açabilir. Mesela, hayvancılık yeniden canlanabilir. Hayvancılık ve mandıracılıkla ilgili devlet teşvikleri gelebilir. Sadece çaya ve fındığa bağlı bir ekonomi ilelebet gitmeyecektir.
Bu açıdan Çakıroğlu Eğitim ve Kültür Vakfı’nın Çunis yayla buluşmasını miad olarak kabul etmek lazım.
Trabzon’un batısındaki yayla kültürü gibi olmasa da Çunis yayla şenlikleri, bölge için kıvılcımdır. Önümüzdeki seneler bu şenlikler kültürel bir derinlikle daha da zenginleşecek, Of ve Hayrat’ı aşan uluslararası bir festivale bürünecektir.
YORUMLAR