SANA BEN HAYALLER DÜŞLER BÜYÜTTÜM… (10)
  • Reklam
Ertuğrul Özgün

Ertuğrul Özgün

MEMLEKET İŞLERİ

SANA BEN HAYALLER DÜŞLER BÜYÜTTÜM… (10)

02 Ekim 2024 - 07:38

"Aydınların Aydınlatamadığı Halkı, Soytarılar Aldatır."
Cemil Meriç, (1916-1987)
MHP'nin baraj altında kalmasıyla partide geleneksel çizgiye geri dönüş yönündeki baskılar artar. Nitekim 1997 Kongresinde Tuğrul Türkeş karşısında en yüksek ikinci oyu alan ve Bahçeli lehine yarıştan çekildikten sonra 5 Kasım 2000 kongresinde de aday olmayan Ramiz Ongun, önce açıktan muhalefet yapmaya başlar, ardından da 12 Ekim 2003 kongresinde aday olacağını açıklar.
Diğer taraftan ise Bahçeli ekibinin önemli isimlerinden olan, merkez sağın liberal kanadına yakın olarak lanse edilmeye çalışılan Koray Aydın da partide yenilenmenin gerekliliğini ileri sürerek, birlik ve bütünlüğü ben sağlarım iddiasıyla genel başkanlığa adaylığını açıklar.
Ancak bu durumdan rahatsızlık duyan ve teşkilat içindeki etkileri hiç de yabana atılamayacak bir kitle daha vardır.
Bahçeli’nin, genel başkan seçildiği 1997 deki kongrede ve daha sonra 5 Kasım 2000 deki kongrede; yenilik ve değişim hareketini başlatmak için, 80 öncesindeki MHP'nin fikir kurmayları, teknokratları, askeri ve sivil bürokrasiden emekli olmuş seçkin kişileri bir araya getirerek oluşturduğu yeni yönetim kadrosu hala görevdedir.
Kurmay listesinden bazı kopmalar olsa da bu listenin oluşturduğu yeni teşkilat yapısı, illerden ve ilçelerden gruplar halinde Ankara’ya gelerek Bahçeli’ye adaylıktan vaz geçmesi halinde teşkilatta bir dağılma yaşanacağı, bu nedenle de aday olmaktan vaz geçme fikrini yeniden gözden geçirmesi için baskı yaparlar.
Parti yönetim kurulu bir taraftan Bahçeli’ye kararını gözden geçirmesi için baskı yaparken, diğer taraftan da aynı zamanda Bahçeli’nin istifa ettiğini açıklamasından sonra en kısa süre içerisinde toplanması beklenen genel kurul tarihi açıklanmaz.
Genel kurul tarihi parti yönetimi tarafından yasal süresinin sonuna kadar bekletilerek, 12 Ekim 2003 olarak ilan edilir.
Teşkilatlardan gelen baskı sonuç verir. Son günlere kadar suskunluğunu koruyan ve adaylığını açıklamayan Bahçeli, “teşkilattan gelen baskı” gerekçesini ileri sürerek genel başkanlığa aday olduğunu açıklar.
Parti yönetim kurulunun genel kurul tarihini ertelemesi, Bahçeli muhalifleri ve siyasal analizciler tarafından, daha sonraları siyasette yaptığı manevralarla Türk siyasetini birçok kere yönlendirdiği konuşulacak olan Bahçeli’nin ilk siyasi manevrası ve bir oyunu olduğu ileri sürülerek, “danışıklı dövüş” diye ilan edilir. Bir kısım siyasi çevrelerce de Bahçeli’nin bu tavrı, “ikinci Deniz Baykal olayı” gibi değerlendirilir.
12 Ekim 2003 tarihinde Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda yapılan kongrede, kayıtlı 1180 delegeden 1142'sinin, 16 sandıkta oy kullandığı genel kurulda, 1127 geçerli oyun, 688’ini alan Bahçeli, yeniden MHP Genel Başkanlığı'na seçilir.
Genel Başkan adaylarından Ramiz Ongun 300, Koray Aydın 137 ve Aytekin Yıldırım ise 2 oy alır.
12 Ekim 2003’deki kongrede, diğer genel başkan adayları Ramiz Ongun ve Koray Aydın’ın aldığı oyların toplamından iki yüz elliden daha fazla oy alan Devlet Bahçeli, birinci turda genel başkanlık yarışını kazanarak bu yarıştan "zaferle" çıkar.
Parti tüzüğüne göre, ilk turda salt çoğunluk sağlandığı için diğer turlara gerek kalmadan, Bahçeli dördüncü kez MHP Genel Başkanlığı’na seçilmiş olur.
MHP Genel başkanlığına yeniden seçilen Bahçeli, teşekkür konuşmasında:
''… Geleceğimizin teminatı sizlersiniz. Bugün, bütün Türk milliyetçilerinin, kucaklaşma, kenetlenme ve saflarını sıklaştırma günüdür. Gün, geçmiş kırgınlıkları ve küskünlükleri aşarak, bu yürüyüşte kol kola girmek, gönül birliği yaparak, omuz omuza yürümek günüdür. Yürekleri vatan sevgisi ile çarpan, milli heyecanını kaybetmemiş, vicdanları ve gönülleri ipotek altına girmemiş, milli değerlerine sahip çıkmak isteyen, Türkiye'nin milli birliğine ve bütünlüğüne duyarlı olan, Türkiye sevdasının tüm gönül erleri, tüm vatanseverler ve milliyetçiler, bu milli şahlanışta yerini almalı ve bu büyük yürüyüşe mutlaka katılmalıdır,” sözleriyle birlik ve bütünlük mesajları verir.
Bahçeli’nin birlik çağrılarına rağmen kongre sürecinden hoşnut olmayanlar da vardır. Kongre öncesi ve sonrasında 12 Ekim 2003 tarihinde yapılan genel kurula kadar muhalif delegelerin silinerek yerine Bahçeli yanlısı delegeler getirildiği yönünde iddialar ileri sürülür.
Bütün bu değerlendirmelerin dışında, Bahçeli’nin yeniden genel başkanlığa aday olması, siyasetteki ilkeli tutumu açısından toplum tarafından kendisine yakıştırılamayan ve eleştirilen bir davranış olarak değerlendirilir.
Her ne kadar cılız eleştiriler sürdürülürse de bu sonuçla Bahçeli’nin, rakiplerinin aldığı oyların toplamından iki yüz elliden daha fazla oy almış olması, MHP'de yeniden açılan liderlik tartışmasını bitirmiş gibi görünür. Ancak parti içinde üzerinde liderlik vasıfları bulundurduğuna inanan adayların varlığı liderlik çekişmesini sürdüreceği, ülkücü harekette parti içi iktidar mücadelesinin devam edeceği sinyallerini verir.
Bu kongre ile birlikte MHP üzerinde operasyonların yapılmaya başlandığı, ülkücü harekette ise kimlik sorgulaması yapıldığı, iç tartışmaların yoğunlaşacağı bir süreç başlar.
Devam edecek…
 

YORUMLAR