SANA BEN HAYALLER DÜŞLER BÜYÜTTÜM… (22)
Ertuğrul Özgün

Ertuğrul Özgün

MEMLEKET İŞLERİ

SANA BEN HAYALLER DÜŞLER BÜYÜTTÜM… (22)

20 Aralık 2024 - 19:16

"Aydınların Aydınlatamadığı Halkı, Soytarılar Aldatır."
Cemil Meriç, (1916-1987)
Bize göre, son dönem Türk siyasal tarihinde önemli değişimlerin mihenk taşı olan 15 Temmuz 2016 gecesindeki darbe girişiminin, öncesi ve sonrası ile bir görülen yüzü bir de görülmeyen yüzü vardır. Sonrasındaki gelişmeleri anlayabilmek için görebildiklerimizi de göremediklerimizi de paylaşalım.
15 Temmuz gecesinin en net görülen yüzü, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yapılanmış gizli istihbarat bağlantılı bir örgütün (FETÖ), Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini devirip devlet yönetimini ele geçirmek maksadıyla darbeye kalkışmış olduğu ve yine Silahlı kuvvetler içinde bu kalkışmanın bastırıldığıdır.
Bir muhalefet partisi olan MHP lideri Bahçeli’nin, “Biz bu yaşananlara karşı siyasi iktidarın yanındayız,” sözüyle, darbecilere karsı, seçilmiş iktidarı desteklediğini açıklamasından sonra, diğer siyasal partilerden de bu doğrultuda açıklamalar gelmesi,
Defalarca darbeler, muhtıralar, yaşamış ve silahlı kuvvetlerin devlet yönetimine el koymasına ses çıkarmamış vatandaşların, henüz Cumhurbaşkanının, başbakanın nerede olduğu dahi bilinmezken, kalkışmaya karşı sokaklara dökülüp direnmesi de demokrasi tarihimizde ilktir ve kalkışmanın bastırılmasında önemli iki etkendir.
Şimdi bizi bu tespitlere ulaştıran o geceki olay zincirini, ayrıntıya girmeden kısa başlıklar altında yeniden hatırlayalım.
15 Temmuz 2016 akşamı saat 22.00 sıralarında İstanbul'da Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri bir grup asker tarafından tek taraflı olarak geçişe kapatılır.
Başbakan Binali Yıldırım 23.02'de bir televizyon kanalına bağlanarak canlı yayında "Milleti temsil eden hükümet iş başındadır. Bu kalkışmayı yapanlar, bu çılgınlığı yapanlar, bu kanunsuz eylemin içerisinde olanlar en ağır şekilde bedelini ödeyeceklerdir" sözleriyle hükümete karşı bir kalkışmanın olduğunu açıklar.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı darbeye teşebbüsle ilgili saat 23.05 itibarıyla soruşturma başlatır.
Darbecilerin 23.08'de yaptıkları hava saldırısında, Gölbaşı'ndaki Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığı pistindeki helikopter ve yakıt tankeri vurulur.
Saat 23.58'de Gölbaşı'ndaki Özel Harekât Daire Başkanlığı bombalanır.
Darbeci askerler saat 00.13'te TRT'de darbe bildirisi okutur.
Bütün bu gelişmeler yaşanırken Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan hala bir haber yoktur.Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ancak saat 00.24'te ortaya çıkar. CNN Türk'te canlı yayın yapmakta olan Hande Fırat’ın telefonuna canlı olarak bağlanan Erdoğan,  yaşanmakta olan olayların, ülke yönetimini ele geçirmek maksadıyla “paralel yapı” tarafından başlatılan bir kalkışma olduğunu açıklar.
Aynı yayında: "Milli iradeye yönelik bu ayaklanma hareketine kalkışanlar hukuk, yasalarımız, anayasamız neyi gerektiriyorsa gereken cevabı alacaklardır," diyerek halkı sokaklara ve meydanlara davet eder.
Saat 00.56'da ve 01.08'de iki kez Ankara Emniyet Müdürlüğü bombalanır.
Darbe girişiminde bulunanlara karşı mücadele sürerken Meclis Genel Kurulu saat 01.39'da açılır ve iktidar ve muhalefet milletvekilleri Genel Kurul Salonu'nda yerini alır. Meclis'te grubu bulanan partiler adına darbe girişimine karşı ortak bir bildiri yayımlanır.
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, saat 02.00'de darbe girişiminin "Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) kalkışması" olduğunu, darbecilerin yayınladığı bildirinin "korsan" olduğunu, itibar edilmemesi gerektiğini bildirir.
Özel Kuvvetler Komutanlığını ele geçirmek üzere beraberindekilerle birlikte Gölbaşı'ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığına gelen, darbeci eski Özel Kuvvetler Grup Komutanı Tuğgeneral Semih Terzi, saat 02.16'da astsubay Ömer Halisdemir tarafından vurularak öldürülür. Halisdemir, Terzi'yle birlikte hareket eden askerlerce şehit edilir.
Darbeci askerler Gölbaşı Özel Harekât Daire Başkanlığını havadan bombalar.
Darbe bildirisinin okutulduğu TRT, yeniden normal yayınına döner. TRT Genel Müdürlüğü binasını ele geçirmeye çalışan darbeci askerler gözaltına alınır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı saat 04.00'te darbe girişiminde bulunan terör örgütü FETÖ ile irtibatlı olduğu ileri sürülen yargı görevlileri ve sözde "Yurtta Sulh Komitesi" mensubu general, amiral, subay, astsubay, er ve erbaşlar hakkında gözaltı kararı verir.
Gölbaşı'nda 42 kişinin hayatını kaybettiği Özel Harekât Merkezi bölgesindeki olayların saat 06.00 itibarıyla kontrol altına alındığı bildirilir.
İstanbul Boğaziçi Köprüsü’nü kontrol eden askerler, saat 06.40'tan itibaren teslim olmaya başlar.
Darbe girişimiyle ilgili başlatılan soruşturmalar kapsamında 07.35 itibarıyla Türkiye genelinde 754 TSK mensubu gözaltına alınır. Gözaltına alınarak sivil polis aracına konulan üniformalı askerlerin rütbeleri sökülür. 29 albay ve 5 general görevden uzaklaştırılır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu'nda görevli üç Cumhuriyet savcısı, darbe girişimine karışan askerleri teslim almak üzere saat 12.56'da Genelkurmay Karargahı’na gelir.
15 Temmuz 2016 darbe girişiminin tamamen kontrol altına alındığı gün ve saat, “16 Temmuz Saat 13.00” olarak belirlenir.
Darbe girişimi sırasında 253 kişi şehit, 2 bin 193 kişi gazi olur.
Darbe girişimi insanımızı iki gerçekle yüzleştirir.
Bunlardan biri, dini inançlarımızı referans gösterip topluma hizmet ettiklerini ileri süren ve kendilerine “Hizmet Hareketi” adını veren, daha sonra Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olarak ilan edilen bir cemaatin, bütün kurumlarda olduğu gibi Türk Silahlı Kuvvetleri içinde de yapılandığı ve ülke yönetimini ele geçirmek için darbe yapmaya kalkıştığıdır.
Bir diğeri de Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik güçleri kendi içinde bu girişimi bastırırken, iktidarı ve muhalefetiyle top yekûn bütün toplumun, demokrasiden yana taraf olarak, darbeye karşı reaksiyon göstermesidir.
Devam edecek…
 

YORUMLAR