"Aydınların Aydınlatamadığı Halkı, Soytarılar Aldatır."
Cemil Meriç, (1916-1987)
15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi öncesi, Erdoğan'a en sert eleştiriler yönelten, 2014 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’a karşı, CHP ile birlikte çatı adayEkmeleddinİhsanoğlu’nu destekleyen Bahçeli, darbe girişimi sonrasında başlayan “başkanlık anayasası” ortaklığından sonra, kritik bir hamle daha yapar.
Bahçeli, 8 Ocak 2018'de medya temsilcilerine, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde MHP’nin aday göstermeyeceğini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıklar.
Erdoğan'dan, seçim kanununda yapılacak yasal düzenlemelerle önce yüzde 10'luk seçim barajının düşürülmesini talep eder. Barajın düşürülmemesi halinde de ittifak yapabileceklerini, bunun adının da "cumhur ittifakı" olabileceğini açıklar.
AKP'den de olumlu yanıt gelince, siyasi partilerin isimlerinin oy pusulalarında yer alacağı resmi ittifak düzenlemesi TBMM'de kabul edilir.
Düzenleme, ittifak yapan siyasi partilerden birinin yüzde 10'un üzerinde oy alması halinde, “diğerinin de barajı geçmiş sayılacağı" hükmü içerdiği için Bahçeli, MHP’nin seçim barajı sorununu çözmüş olur. Partisini de muhalefetten, iktidar partisiyle “ittifaka” taşır.
Hem kendi seçmeni üzerinde hem de siyasal çevrelerde Bahçeli’nin bu girişimi büyük şaşkınlık yaratır. Çünkü bir önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Bahçeli’nin Erdoğan için söyledikleri yenilir yutulur gibi değildir.
Sayın Bahçeli, bugün MHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak açıkladığı Sayın Erdoğan ile ilgili, 8 Nisan 2014 tarihindeki TBMM Grup Toplantısında bakınız neler söylemiştir:
“Önce özerkliğe, arkasından Kuzey Kürdistan’a açık kapı bırakandan Cumhurbaşkanı olmaz.
Türkiye’yi birbirine düşürmeye azmedenden, toplumu kamplara ayırandan Cumhurbaşkanı olmaz.
Şehitlerin vebalini ve kanını taşıyan bebek katiliyle müzakere yapandan, teröristlere kucak açandan Cumhurbaşkanı olmaz.
Vatanı bölme, milleti 36’ya ayırma hedefinde olandan Cumhurbaşkanı olmaz.
Twitter’i engelleyen, Youtube’u kapatan, kişisel hak ve hürriyetleri budayandan Cumhurbaşkanı olmaz.
Hukuka saldırandan, adaletten kaçandan, rüşvetçilere ve hırsızlara kol kanat gerenden Cumhurbaşkanı olmaz.
Villalara balya balya dolar yığandan, kamu arazilerini zimmetine geçirenden, evdeki parayı sıfırlarken haysiyet ve inandırıcılığını da sıfıra düşürenden Cumhurbaşkanı olmaz.
TSK’ya kumpas kurandan başkomutan olmaz.
Türklüğü reddeden, TC’yi silen, milliyetçiliği ayaklar altına alan bir inkârcıdan Türkiye’ye Cumhurbaşkanı olmaz, olamaz, olamayacaktır.
Kısacası iki yanlıştan bir doğru çıkmaz, tekeden süt sağılmaz, balda tuz bulunmaz, suda ateş yanmaz, Recep Tayyip Erdoğan’dan da Cumhurbaşkanı olmaz.
Siyasi görüşü, fikri aidiyeti, mezhebi ve yöresi ne olursa olsun, ister AKP’li, ister MHP’li, isterse de CHP’li olsun her vatan evladı Cumhurbaşkanı olabilir, ne var ki Recep Tayyip Erdoğan olamaz, milletin terazisi bu sıkleti çekmez.”
Peki, Erdoğan hakkında, bunca kesin yargılar taşıyan, bunca ağır sözler söyleyerek onu Cumhurbaşkanlığı koltuğuna layık görmeyen Bahçeli, bir sonraki seçimde Sayın Erdoğan’ı bu makama uygun bulması, üstelik de kendi varlık nedenini reddederek, Genel Başkanı olduğu MHP’nin adayı olarak ilan etmesinin altındaki sebep ne olabilir?
Bahçeli, bütün bu iddialarında yanılmış mıdır? Ya da Erdoğan’la ilgili ortaya koyduğu bu iddialar mesnetsiz midir? Bu soruların bizde cevabı yok. Öyleyse nedir? Kısa bir sorgulama yapalım.
Bu soruya yalnızca bir tek kelimeyle cevap verebilir ve konuyu kapatabiliriz: “Çıkar.”
Bahçeli, olağanüstü kongre sonrasında bölünen seçmen kitlesiyle seçime girmesi halinde %10’luk seçim barajını aşamayacağını görmüştür. Partisini AKP’ye yamamakla suçlanmayı da göze alarak, yapılan seçim ittifakıyla, Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı yolunu açmak karşılığında, AKP’nin desteğiyle meclise girmeyi garantilemiştir.
Söz konusu insan olunca, elbette “çıkar” ihtimalini göz ardı etmiyoruz. Ancak biz, şimdi herkesin sorduğu şu soruya cevap arayacağız.
Şayet çıkar değilse nedir? Erdoğan için bu sözleri söyleyen Bahçeli, 15 Temmuz gecesi devreye giren derin akıl(!), nasıl bir karar vermiş olabilir ki kendi siyasal varlık nedenini dahi reddederek, Sayın Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etmiştir.
Yoksa henüz kanaatimiz netleşmediği için dillendirmeye cesaret edemediğimiz o derin akıl(!), büyük bir planı, adım adım hayata mı geçiriyor? MHP’nin, ideolojik çizgisinden koparılıp siyasal İslamcı gelenekten gelen AKP’ye monte edilerek, merkez sağ bir partiye dönüştürülmesinin taşları mı örülmektedir? Bazı kesimlerin dillendirdiği “Türk-İslam Sentezi” projesi hayata mı geçirilmektedir?
Böyle bir birleşmeyi içine sindirebilen, hatta doğru bile bulan, yeri geldiğinde hem MHP’ne hem de AKP’ne oy veren milliyetçi-muhafazakâr bir seçmen kitlesinin olduğunu biliyoruz. Ancak ayak oyunlarıyla yapılmasından aşırı rahatsızlık duyacak ideolojik farklılıkları olduğuna inanan büyük bir kitlenin de bulunduğunu hatırlatıp konumuza dönelim.
Devlet Bahçeli’nin hamleleri devam eder. Tıpkı 2002'de olduğu gibi, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerine yaklaşık 1,5 yıl kala, seçimlerin 26 Ağustos 2018'e alınması çağrısında bulunur.
Bahçeli’nin teklifi iki ay daha öne çekilerek, 24 Haziran 2018 pazar günü yapılan cumhurbaşkanı seçimleri sonucunda; Recep Tayyip Erdoğan % 52,59 oyla, Türkiye'nin ilk yürütme yetkisine sahip cumhurbaşkanı seçilir.
Aynı gün yapılan 27.dönem milletvekili genel seçimlerinde AKP %42,56 ve MHP %11,10 oy alarak iki parti toplamda 53.66 oy oranı ile cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın aldığı oya yakın bir oy alır. CHP %22.65, HDP %11.70 İYİ Parti %9.96 oy alır.
1 Kasım 2015 pazar günü yapılan 26.dönem milletvekili genel seçimi ile kıyaslananınca, AKP %49.50, olan oy oranından 7, CHP %25.32 olan oy oranından 2,7 puan oy kaybına uğrarken, MHP’nin %0,8 oy kaybına uğradığı görülür.
Rakamlar üzerinden değerlendirince, bir önceki seçime göre MHP’nin önemli bir oy kaybına uğramadığı, İYİ Partinin aldığı %9.96 oy, oylarında düşüş görülen AKP ve CHP seçmeninden geldiği şeklinde yorumlanır.
27. dönem milletvekili genel seçimi sonucunda AKP 295, MHP 49, HDP 67, CHP 146 ve İYİ Parti 43 milletvekili çıkarır.
Bu sonuçlara göre AKP'nin 295 milletvekiliyle Meclis'te çoğunluğu bulunmayacağı için yeni dönemde TBMM'de yasa çıkarmak için MHP'nin desteğine ihtiyaç duyacaktır.
Devam edecek…
YORUMLAR