SANA BEN HAYALLER DÜŞLER BÜYÜTTÜM… (31)
Ertuğrul Özgün

Ertuğrul Özgün

MEMLEKET İŞLERİ

SANA BEN HAYALLER DÜŞLER BÜYÜTTÜM… (31)

12 Şubat 2025 - 12:57

"Aydınların Aydınlatamadığı Halkı, Soytarılar Aldatır."
Cemil Meriç, (1916-1987)
Bahçeli, 8 Ocak 2018'de medya temsilcilerine yaptığı açıklamada, yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde, MHP Genel Başkanı olarak aday olmayacağını, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Yenikapı ruhu ile hareket ederek, Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceklerini, açıklar.
Bahçeli’nin açıklamasından bir gün sonra Erdoğan, partisinin grup toplantısında bu açıklamayı "çok önemli” gördüğünü ve Bahçeli'yi görüşmek için davet ettiğini söyler.
İki lider, 10 Ocak'ta Ankara'da bir araya gelir. Görüşmenin ardından her partiden üçer kişinin bulunduğu Milli Mutabakat Komisyonu kurulur. İlk toplantısını 18 Ocak'ta yapan komisyon, çalışmalarını 14 Şubat'ta tamamlar. Her parti, Komisyon'dan çıkan sonuçlarla ilgili kendi genel başkanlarına bir sunum gerçekleştirir.
Erdoğan ile Bahçeli, bir kez daha bir araya gelir ve komisyonun üzerinde uzlaşmaya vardığı 26 maddelik kanun teklifi, iki partinin ortak imzasıyla TBMM'ye sunulur.
TBMM’nde yasalaşan, partilerin seçimlerde ittifak yapmalarına dair 7102 sayılı kanun, 16. 03. 2018 tarihli ve 30362 sayılı Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer.
Artık Türk siyasal hayatında yeni bir dönem başlamıştır.
“İttifak Yasası” her ne kadar, hem MHP ve Bahçeli’nin, hem de AKP ve Erdoğan’ın demokrasiye olan inançlarından dolayı değil, kendilerinin ve partilerinin çıkarlarını korumak amacıyla çıkarıldığı kabul edilse de sonuçta iktidar partilerine olduğu kadar muhalefet partilerine de ittifak yolunu açmıştır.
Böylece, iki partili demokrasi planlayan 12 Eylül darbe yasalarıyla getirilen antidemokratik seçim barajı işlevini kaybeder. Yüzde onluk seçim barajının altında kaldıkları için TBMM de temsil edilemeyen partiler ittifaklarla mecliste temsil edilme şansı yakalar...
İttifak yasası, demokratik toplumlarda olması gereken, John BordleyRawls’ın, “farklı toplumsal grupların ve bireylerin birlikte yaşama arzularını ve çeşitli çıkarlarını dikkate alarak, toplumun temel kurallarını ve politikalarını belirleme süreci,” olarak tanımladığı “siyasi uzlaşma,” konusunda bütün partilerle diyalog yolunu açar ve partilerin önemini artırır.
İttifak yasası, siyasette uzlaşma, eşitlik, özgürlük ve adalet ilkelerine saygı duyan bir anlaşmayı zorunlu kılar. Yıllarca seçim barajına takılan birçok siyasal partinin büyük partilerle pazarlık şansı yakalamasını sağlar.
Öyle de olur. Kendilerine “Cumhur İttifakı” adını veren AKP ve MHP’nin kurduğu ittifak gibi muhalif partilerden bazıları da bir araya gelerek seçim ittifakı kurar.
5 Mayıs 2018 tarihinde, Cumhuriyet Halk Partisi, İyi Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti de bir araya gelir ve “Millet İttifakı,” adıyla seçim ittifakı kurarlar.
AKP ve MHP’ni ittifaka taşıyan gerekçeler yetkilileri tarafından şu şekilde açıklanır.
2013 – 2015 arasındaki Çözüm Süreci başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi, PKK ile müzakerenin yerini mücadeleye bırakması konusunda birbirlerine yaklaşmıştır.
“Bu yakınlaşma 15 Temmuz 2016 kanlı darbe girişimine karşı birlikte karşı koymakla daha da güçlenmiş, Türkiye’de demokrasi ve istikrar içinde her türlü antidemokratik darbe ve müdahaleye karşı ortak mücadeleye dayanan bir ittifaka, Cumhur İttifakı’na dönüşmüştür.”
4 Mayıs 2018 tarihinde AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasında, 24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirilecek olan 27'nci Dönem Milletvekili Genel Seçimlerine, “Cumhur İttifakı" unvanıyla katılmaya karar verdiklerini beyan eden bir protokol imzalanır.
Bu protokolde de ittifakla ilgili şu gerekçeler kamuoyuyla paylaşılır.
“… Cumhur İttifakı, Türkiye'nin istiklâlini ve istikbâlini her şeyin üstünde tutan bir anlayışla, güçlü ve istikrarlı bir parlamento yapısının oluşturulması ve gelecek beş yıl içinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bütün kurum ve kurallarıyla yerleşmesini temin etmeyi hedeflemektedir.”
“… AK PARTİ ile MHP, Cumhur İttifakı unvanı ile farklı siyasi partiler olarak hükmî şahsiyetlerini muhafaza ederek seçimlere girecekler ve Milletvekili seçim kanunu ile diğer mevzuatta yer alan esaslara göre, ayrı ayrı milletvekili aday listeleri vereceklerdir.”
“… Cumhur İttifakı esasen, 15 Temmuz 2016'da FETÖ'nün teşebbüs ettiği hain darbe ve işgal hareketi sonrasında, Türkiye'nin maruz kaldığı saldırılara karşı yerli ve milli bir duruşun doğal bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır.”
"… Cumhur İttifakı" sadece bir seçim ittifakı olmayıp, Türkiye'ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler karşısında, millî ve ahlâkî bir duruş ve bu çerçevede sürdürülecek tarihi bir birlikteliktir.”
Protokol şartlarına bağlı kalarak girilen 24 Haziran 2018 tarihinde gerçekleştirilen 27'nci Dönem Milletvekili Genel Seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde, “Cumhur İttifakı" açısından arzu edilen sonuca ulaşılır.
Burada MHP yetkilileri tarafından kamuoyunda paylaşılan ve sıklıkla dillendirilen şu ifadeleri, bundan sonraki sürece açıklık getirmesi açısından paylaşmadan geçmeyelim.
“… Cumhur İttifakı, koalisyon değildir. Hükümet ortaklığı da değildir. Cumhur İttifakı ile kazanılan başarılar sonrasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından oluşturulan AK Parti hükümetleri görev yapmaktadır. Bu hükümetlerin oluşumunda MHP’nin hiçbir dahli yoktur. Kotası veya talebi bulunmamaktadır. MHP, hükümetlerin tasarruflarında da destek dışında bir yerde bulunmamaktadır.
MHP lideri, hiçbir zaman hükümete destek için “hükümette olma” gibi bir şart ileri sürmemiş, herhangi bir iktidar erki talebinde olmamış, herhangi bir idari kademede kendilerine tasarruf alanı istememiş ve böyle bir alan da oluşturulmamıştır.
Şurası açıktır ki; Cumhur İttifakı, yalnızca bir seçim ittifakı da değildir. Seçimlerle canlanan ve seçimlerden sonra sönümlenen bir alev, ateş de değildir. Cumhur İttifakı, Türkiye’nin darbe ve vesayet ile tehdit ve tahdit edildiği, demokrasinin ortadan kaldırılmak istendiği günde, bu ülkenin evlatları tarafından tanklara, namlulara, bombalara karşı kurulmuş; demokrasiyi sürdürmeye azmetmiş, karar vermiş kitlelerin ittifakıdır.
Nitekim Cumhur İttifakı’nın paydaşı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bu hususa vurgu yapmakta, partisinin bu dört yıllık süre zarfında Türkiye’nin önündeki sorunları çözebilmesi ve her türlü sorunla baş edebilmesi için hükümetin ve cumhurbaşkanının yanında duracağını belirtmektedir…”
Bu iddiaları yalanlayacak, kamuoyunun tanıyıp bildiği ya da en azından bizim bildiğimiz bir bakan, bakan yardımcısı, üst düzey bir bürokratın hükümet içinde görevli olmadığına göre, zaten böyle bir ittifakın adına ortaklık denilmeyeceği de ortadadır.
Peki, madem ortada bir ortaklık yoktur, demokratik yollardan iktidar olup devleti yönetmek amacıyla kurulmuş bir siyasi parti olan MHP’nin, başka bir siyasi partinin kendi fikir ve düşünceleriyle devleti yönetmesine verdiği bu karşılıksız desteğin anlamı nedir?
Görülen o ki artık MHP ve Bahçeli için yeni bir süreç başlamıştır.
Devam edecek…
 

YORUMLAR