SANA BEN HAYALLER DÜŞLER BÜYÜTTÜM… (7)
  • Reklam
Ertuğrul Özgün

Ertuğrul Özgün

MEMLEKET İŞLERİ

SANA BEN HAYALLER DÜŞLER BÜYÜTTÜM… (7)

27 Ağustos 2024 - 08:37

"Aydınların Aydınlatamadığı Halkı, Soytarılar Aldatır."
Cemil Meriç, (1916-1987)
Kuruluş aşamasını sancılı geçiren 57. Hükümet döneminde Bahçeli, hükümetle uyumlu çalışma konusuna çok önem verir. Öyle ki, istemese bile kendisini ve partisini zora sokacak uygulamalara dahi vize vermek zorunda kalır.
Yolsuzlukla ve yoksullukla mücadele, Şeker ve Tütün yasaları, IMF ile yapılan anlaşmalar, özelleştirmeler, Türk milliyetçilerinin ekonomiyi millileştirme politikaları ile bağdaşmayan İMF dayatmaları, partinin sosyal ve ekonomik programları ve milli bağımsızlık ilkeleriyle çelişir.
Bu durum öyle bir safhaya gelir ki MHP’li bazı bakanlar, tabandan gelen yoğun tepkiler sonucu, hükümet uygulamalarına direnmeye başlar. Bahçeli kendi bakanlarının direncini, uyum konusunda verilmiş sözlerin yerine getirilmemesi olarak algılar ve bu tutumlarında direnen bakanları protokol kurallarına uymamakla suçlar.
Bahçeli’nin bu tutumuna rağmen, Türk ekonomisinin Ecevit tarafından koşulsuz teslim edildiği Kemal Derviş’in, ekonomiyi IMF emrine verme çabalarına, Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz karşı gelir. Öksüz’ün direncini, lidere ve protokole itaatsizlik olarak algılayan Bahçeli, Öksüz’ü istifaya zorlar. Görevden alınacağını anlayan Öksüz, istifa ederek hükümetten ayrılır. Enis Öksüz’ün istifasıyla sonlanan bu olay milliyetçi-ülkücü camiada Öksüz’ün IMF'ye kurban edilmesi olarak değerlendirilir.
Bu arada Rahşan Hanım'dan, yeni bir meydan okuma gelir. Siyasi suçluların affı gündeme gelmiştir. Ancak Rahşan Hanım, 8 Ekim 1978 günü Bahçelievler katliamında yedi Türkiye İşçi Partisi üyesi genci öldürmekten hüküm giyen ülkücü mahkûm Haluk Kırcı'nın, affına, koalisyonu bozma pahasına karşı çıkar. Rahşan Hanım’ın, suçlu da olsa, aynı suçu işlemiş devrimcilerin af edilip Kırcı’nın af kapsamı dışında tutulmasını istenmesi, zaten hükümet kurma çalışmaları sırasında söylediği “ülkücüler katildir” sözlerini hazmedememiş olan ülkücü camiada aşırı bir tepkiyle karşılanır.
Bahçeli, hem tabandan gelen yoğun tepki hem de insanlar arasında yapılan bu ayrım karşısında, "Milliyetçiler koltuk meraklısı değil, ülke ve inanç sevdalılarıdır,” diyerek, Rahşan Hanım’a, karşılık verir. Aynı suçu işlemiş olanların affedilirken Kırcı’nın af dışında tutulmak istenmesine, “MHP için iyi suçlu kötü suçlu yoktur." sözleriyle de bir bakıma Rahşan Hanım’ın restini gördüğünü söyler.
Ancak yakın çevresinden sızan haberlere göre, Bahçeli, aynı zamanda da Haluk Kırcı için, "Bu kişi ile ilişkilerinizi hemen kesin. Yoksa ülkücü camiaya zarar verirsiniz," diyerek, partililerine uyarıda bulunmayı da ihmal etmez. Meclisteki tartışmalar uzar ancak, hükümetin devamı ağırlık kazanır ve Kırcı, af kapsamı dışında tutulur.
Meclis Başkanlığı seçimi, Cumhurbaşkanlığı seçimi, İMF dayatmaları karşısında bakan feda edilmesinden sonra, devrimci kökenli mahkûmların af edilip yaptıklarını onaylamasalar bile Haluk Kırcı’nın af kapsamı dışında bırakılması, milliyetçi-ülkücü tabanı aşırı şekilde rahatsız eder. Bahçeli ve MHP’nin bu tutumu, ülkücü camia ve parti tabanında, hükümetin devamı için verilmiş bir başka taviz olarak kabul edilir.
Bahçeli, her ne kadar hükümet içindeki uyum konusunda özen gösteriyor olsa da işler onun düşündüğü gibi yürümez.
2001 Şubat krizinden sonraki sancılı dönemde Ülke çıkarlarını her türlü siyasi ve şahsi çıkarın üzerinde tuttuğu için tabir yerinde olursa baldıran zehri içen Bahçeli, bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalacaktır. Kemal Derviş’in de aralarında olduğu bir organizasyon MHP siz ve Ecevit’ siz bir hükümet kurma planını yürürlüğe koymuştur.
Artık gündemde adım adım işleyen yeni bir planın senaryosu vardır.
14 Ağustos 2001 de Fazilet Partisinden ayrılarak Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında kurucuları arasında Abdullah Gül, Abdullatif Şener, Bülent Arınç’ın da yer aldığı Milli Görüş mensubu kişilerden oluşan ve aralarında Anavatan Partisi Doğru Yol Partisi, Demokrat Parti mensuplarının da yer aldığı Adalet ve Kalkınma Partisi adı altında yeni bir parti kurulur. Parti Kurucusu Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk ve dünya kamuoyuna verdiği ilk demeç şudur: “Milli görüş gömleğimizi çıkardık.”
Kısa bir süre içinde bu partinin Meclisteki milletvekili sayısı 53’e yükselir.
Şubat 2001 krizinden sonra Türk ekonomisi Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş’in göreve başlaması ile İHF’nin Daha doğrusu İHF’nin uzaktan kumandası elinde bulunan Amerikan Hazine Bankasının kontrolü altına girmiştir.
Kemal Derviş’in göreve başlamasıyla, bir taraftan Ecevit’in hastalandığı ve artık görevi yürütemeyecek durumda olduğu fikri işlenirken, diğer taraftan da koalisyonun İMF karşıtı kanadı olan MHP ile çatışmalar başlatılır. Hedef: “İçinde MHP’nin ve Bülent Ecevit’in olmadığı yeni bir hükümet” kurmaktır. Öyle ki Bülent Ecevit Hastaneye yatırılır. İsmail Cem önderliğinde DSP’den ayrılan milletvekilleri ile birlikte Yeni Türkiye Partisi adı altında yeni bir siyasi parti kurulur ve meclisteki milletvekili sayısı 61’ yükselir.
Adım adım plan uygulanmaktadır. Yoğun bir medya baskısı oluşmuş, Kemal Derviş’in daha doğrusu ABD Merkez Bankasının yönetiminde Ecevit’siz ve MHP’siz yeni bir hükümetin temelleri atılmıştır. Ağır bir medya propagandası altında askerlerin de TÜSİAD’ın da desteklediği Ecevitsiz ve MHP’siz hükümet modelini sivil bir cunta olarak değerlendirdiğini ilan eden Bahçeli, millet iradesinin dışında gelişen bu planı bozacaktır.
Nitekim Bahçeli, 11. Kocayayla Türkmen Kurultayı'nda erken seçim kararını açıklayarak, Türk siyasetinde adından sıkça bahsedilecek ve siyasetin yönünü belirleyecek yeni bir hamle yapar.
Devam edecek…
 

YORUMLAR