SANA BEN HAYALLER DÜŞLER BÜYÜTTÜM…(8)
  • Reklam
Ertuğrul Özgün

Ertuğrul Özgün

MEMLEKET İŞLERİ

SANA BEN HAYALLER DÜŞLER BÜYÜTTÜM…(8)

04 Eylül 2024 - 00:00

"Aydınların Aydınlatamadığı Halkı, Soytarılar Aldatır."
Cemil Meriç, (1916-1987)
Bahçeli’nin seçim kararını açıklaması uzun tartışmalara neden olur. Bir kesim, Bahçeli’nin, seçim kararını açıklamasıyla, “57. Hükümeti yıkarak, MHP’nin içinde yer almadığı, dışardan sivil bir cuntanın da desteklediği yeni bir hükümetin kurulması planını” bozduğunu savunur. Gerekçeleri ise, seçildikleri partilerden ayrılıp yeni kurulan partilere geçen çok sayıda milletvekili, millet iradesinin dışında hareket etmiştir. Giriştikleri bu harekettin seçmen desteği yoktur. Yapılacak seçimle millet kendi kararını verecektir. Bu görüş hem seçmene saygı hem de demokratik teamüllere uygundur.
Bir kesim, Bahçeli’nin siyasal tecrübesizliğini dillendirirken, diğer bir kesim ise Bahçeli’nin seçim kararını açıklamasıyla, Türk siyasal sisteminin dönüştürülmesi projesinin de içinde yer aldığı daha karmaşık ve büyük bir planın yürürlüğe girdiğini ileri sürer. Bu görüşü savunanlar Bahçeli’nin de büyük planın bir unsuru olduğunu kabul eder.
Neyse… Arada bir komple teorilere ve iddia edilen gizli palanlara değinsek de biz yine, bakış açımızın temeli olan, yaşanıp sonucu görülmüş sosyolojik olaylara dönelim. Seçim kararının alınmasına gelinceye kadar, o dönemde yaşananların siyasal hayatımıza ne gibi etkileri olduğunu, olayların görünen yüzü ile açıklayıp değerlendirmeye devam edelim.
Ecevit’in ekonominin başına getirdiği Kemal Derviş’in göreve başlamasıyla, “bir taraftan Ecevit’in hastalandığı ve artık görevi yürütemeyecek durumda olduğu fikri işlenirken, diğer taraftan da İMF karşıtı tutumlarıyla sürekli sorun yaratan koalisyonun diğer kanadı olan MHP’ni hükümet dışına atacak çalışmalar sürdürülür. Görünen gerçek hedef şudur: İçinde MHP’nin ve Bülent Ecevit’in olmadığı yeni bir hükümet kurmak.
İlk iş olarak, Bülent Ecevit hastaneye yatırılır. Daha sonra İsmail Cem önderliğinde, Bülent Ecevit’in, "sağ kolu ve manevi evladı" olarak bilinen dönemin Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ve Kemal Derviş’in de aralarında bulunduğu, DSP’den ayrılan milletvekilleri ile birlikte, “Yeni Türkiye Partisi” adı altında bir siyasi parti kurulur.
Kuruluşundan kısa bir süre sonra, DSP’den ayrılan milletvekillerinin katılımıyla YTP’nin meclisteki milletvekili sayısı 61’e yükselir. Artık 57. Hükümet, güvenoyu alabilecek sayıyı kaybetmiş, verilecek bir gensoru önergesiyle düşürülecek pozisyona getirilmiştir. Adım adım uygulanmakta olan Ecevit’siz ve MHP’siz hükümet planı hızla yürütülmektedir.
Medya patronlarının sosyal medya aracılığı ile 57. Hükümetin işlevsizliğini işlemeye başlamasıyla, olacakları kavradığını ileri süren Bahçeli, 7 Temmuz 2002 günü Bursa Kocayayla’daki Türkmen Kurultayında, 3 Kasım 2002 de erken seçim yapılmasını teklif eder.
Bahçeli’nin erken seçim önergesi, 31 Temmuz 2002 tarihinde TBMM genel Kurulu’nda yapılan oylamada, oylamaya katılan 514 milletvekilinin, 449’unun kabul oyu ile erken seçim kabul edilir.
3 Kasım 2002 de yapılan erken seçim sonuçları büyük sürprizle herkesi şaşırtır.
Doğal olarak lider partisi olan Demokratik Sol Partinin seçmeni, Ecevit’in siyasal hayatının sona erdiğini görünce diğer sosyal demokrat Parti olan CHP’ ye yönelir.
Kamuoyunda dış kaynaklı bağlantıları ile bir görevi yerine getirmek için kurulduğu kabul gören, İsmail Cem önderliğindeki Yeni Türkiye Partisi yüzde 1.15 oy alırken, CHP yüzde 19.39 oy alarak çıkardığı 177 milletvekili ile ikinci parti olarak meclise girer.
Önceki iktidarlardaki performansı ile yıpranmış olan Milli görüş çizgisindeki Saadet Partisi’nin seçmeni, yeni kurulan AKP’ne yönelir, SP, yüzde 2.49 oyla meclis dışında kalır.
9 bağımsız milletvekili bölgelerinden seçilerek meclise girer.
Gecenin geç saatlerine kadar barajı geçmesi beklenen Doğru Yol Partisi yüzde 9.54 oyla barajın altında kalır.
10 Temmuz 2002 de Cem Uzan tarafından kurulan Genç Parti, milliyetçi bir söylemle, üç aydan daha az bir süre içinde girdiği seçimden yüzde 7.25 oy alarak çıkar. Oy aldığı kesim MHP ve DYP seçmenidir. Bu iki partinin baraj altında kalmasında çok büyük etkisi olan Genç Parti’nin kuruluşu ve seçime girmesi de derin iddiaları dillendirenler tarafından daha sonraları büyük projenin bir parçası olarak yorumlanır.
Siyasette süresini doldurmuş olarak kabul edilen Anavatan Partisi ve Doğru yol Partisinin Merkez sağ seçmeni, ülke yönetimini sivil cuntadan kurtardığını düşünen MHP’de toplanacağı beklenirken, Millet 57. Hükümetin faturasını Bahçeli ve MHP’ye keser. MHP’yi 8.36 oyla baraj altında bırakır. Barajı geçmeleri halinde DYP ve MHP’nin çıkaracağı milletvekili sayısı AKP ve CHP arasında bölüşülür.
Milli görüş gömleğimi çıkardım diyen Recep Tayyip Erdoğan’ın lideri olduğu Adalet ve Kalkınma Partisi yüzde otuz dört oyla, baraj altında kalan diğer partilerin de milletvekillerinin büyük bir bölümünü alarak 363 milletvekili ile tek başına iktidar olur.
O günlerde oyların sayımı ve seçim kurullarında partilerin hanelerine işlenmesiyle ilgili, yolsuzluk, oy çalma, bir partinin oyunun başka partiye işlenmesi gibi demokrasiye olan güvenimizi sarsan olaylar kimsenin aklına gelmediğinden, seçim sonuçları vatandaşın tercihi olarak kabul edilir.
Sonuç olarak, Türk demokrasi tarihinde ilk defa, seçimlerde uygulanan yüzde on barajının çarpıklığından, millet iradesinin yüzde 46 si meclis dışında kalmıştır.
Bütün bu ayrıntılar göz önünde bulundurularak ister ince hesaplar üzerine kurulmuş büyük bir proje deyin, ister demokratik yollarla iktidar değişikliği deyin, sosyolojik bir inceleme ve analize ihtiyacı olan 2002 genel seçimleri ile Türkiye’nin siyasal rejimi yeni bir rotaya yönelmiştir.
Seçim sonuçları sonrasında Bahçeli, “Bu sonuç MHP açısından beklenen bir durum değildir. MHP Genel Başkanı olarak sorumluluk şahsıma aittir” der ve olağanüstü kurultayda görevi bırakacağını açıklar. Bir gazetecinin, “Kurultayda tekrar aday olacak mısınız?” sorusuna, “Böyle açıklama yapan, adaylığı düşünür mü?” cevabını verince, toplumda Bahçeli genel başkanlığı bırakıyor algısı oluşur.
Siyasetteki bu tavır. Türk siyasal tarihinin yakın geçmişinde görülmüş bir durum değildir. Bahçeli’nin bu demokratik tavrı ilktir ve çok büyük taktir toplar.
Ancak kurultaya giden süreç sıkıntılı geçecektir.
Devam edecek…
 

YORUMLAR