Kitapla barışmalıyız. Kitabı anlamalıyız. Tefekkür etmeliyiz. Düşünmeliyiz. Kitabı hayatın merkezine yerleştirmeliyiz. Bununla birlikte Bilime ve Tekniğe daha çok değer vermeliyiz. Bilgi üretmeliyiz ve bunu üretime ve medeniyete dönüştürmeliyiz. Sürekli bir ilerleme ve gelişme süreci başlamalıyız. Öğretmenler gününü fırsat bilerek yeni bir başlangıç yapmalıyız. Kıymetli Öğretmenlerimizi senede sadece bir gün için hatırlamayalım. Eğitim ve Öğretimi hayatın her anına yayalım. Öğretmenlerimize bu konu da büyük bir görev düşüyor, öğrencilere kitabı sevdirmek ve kitap okuma alışkanlığı kazandırmak. Aileler'de bunun takibini yapmalı elbette.
Okumak, araştırmak, sorgulamak, üretmek değişen ve gelişen dünya şartlarında bir zorunluluk haline gelmesine rağmen, ülkemizde yeterince önemi anlaşılamamıştır. Dinimiz bize okumayı emrediyor ama biz okumuyoruz, batılılar ve gelişmiş ülkeler okuyor, öncelikle dini bir emir olarak bizim okumamız gerekmiyormu? Artık bir yerden başlamalıyız. Zararın neresinden dönülürse kâr'dır diyerek.
İlim, İrfan, Hikmet ve Hakikat Medeniyeti kurmuş bir ecdadın torunları olarak görevimizi en iyi şekilde yapmak mecburiyetindeyiz. Okumak için yeni bir anlayışa, kitabı sevmeye ve kitapla barışmaya ihtiyacımız var. Kütüphanelerimiz en işlek alış veriş merkezleri gibi dolmalı. En büyük kütüphaneler neden, Vatikan, Paris, Londra, Newyork, Helsinki, Madrit, Berlin, Moskova, Seul, Honkong ve Tokya’da? Nerede medeniyetlere başkentlik yapmış İstanbul, Ankara, Konya, Edirne, Diyarbakır, İzmir ve Bursa...
Millet olarak daha çok okumalıyız, araştırmalıyız, sorgulamalıyız ve bilgi üretmeliyiz. Dizilerden tarih öğrenerek yol alamayız, bu nedenle okuma ve araştırma alışkanlığı kazanmak zorundayız. Dünyada en fazla Japonlar, Almanlar, Fransızlar, Amerikalılar, İngilizler, Ruslar, Çinliler okuyor, araştırıyor ve üretiyor. Gelişmişlik durumları ortada, dünya siyasetinde ve ekonomisinde belirleyici rôl oynamaktadırlar.
Kütüphanelerimiz ve araştırma merkezlerimizin doluluk oranı kahvehaneleri geçmek zorunda, bu şekilde devam edersek küresel güçlerin sadece pazarı oluruz. İlköğretimden itibaren okuma alışkanlığı kazandırılmalı ve sürekli bir hale getirilmeli, öğrenme ömürboyu olacak şekilde yeniden dizayn edilmelidir. Kitap okuma bir zorunluluk ve yaşam tarzına dönüştürülmeli, kitaba olan talebimiz ihtiyaç listemizde ilk onda olmalı, devlet ve millet olarak okuma seferberliği başlatmalıyız.
Salgın ile birlikte bizde artık bir değişim yapmalıyız. Kitap okuma bir zorunluluk ve yaşam tarzına dönüştürülmeli, kitaba olan talebimiz ihtiyaç listemizde ilk onda olmalı, devlet ve millet olarak okuma seferberliği başlatmalıyız. İstatistislikler bizim açımızdan hiç iç acıcı değil, Avrupada ve Dünyada en sonlardayız. Bu tabloyu değiştirmek zorundayız. Okuma sadece kitap olarak algılanmamalı, bilimsel makale, roman, hikaye, şiir, dergi ve gazete gibi bir bütün olarak değerlendirilmelidir.
Millet olarak bu zor günleri aşmak, devlet, millet ve medeniyet mefkûresi için daha çok okumak, daha çok araştırmak, daha çok anlamaya ve daha çok sevgiye ve hoşgörüye ihtiyacımız var. Dinimiz okumayı emrediyor. Kur'ânın ilk emri oku, bu bize çok önemli bir mesaj. Medeniyetimiz okumayı emrediyor ama malesef batı okuyor, bizde onları izliyoruz. Oku ile başlayan bir dinin mensubuyuz ama okumuyoruz, sadece kitapları değil, kendimizi ve kâinat kitabını da okumalıyız.
Dijital kütüphaneleri ve teknolojik yenilikleri kitap okuma konusunda seferber etmeliyiz. Sesli kitap ve sesli makale gibi tekniklerde kullanılmalıdır. Online eğitim imkanlarını kullanmalıyız Kitaba ve okumaya değer vermeyen bir millet kalıcı olamaz ve medeniyet oluşturamaz. Kitabı sevdirmek eğitimcilerin ve ailelerin en büyük görevidir. Sadece sınav için değil, hayat içinde kitaba ihtiyaç var. Kitap okuma alışkanlığını yeni nesillere kazandırmak mecburiyetindeyiz. Küresel güçlerin pazarı ve oyun tahtası olmaktan öteye geçemeyiz.
Doğru kaynakları nasıl temin edeceğiz ve hangi yöntemle okuyacağız. Öncelikle güvenilir uzman bir rehberden yardım alınabilir. Milli Eğitim Bakanlının tavsiye eserleri ile başlanabilir. Doğu ve Batı Klasikleri olabilir. Mesleklere ve ilgi alanlarına göre teknik eserler olabilir. Uzmanların tavsiye ettiği kaynak ve yardımcı eserler olabilir. Maneviyata yönelik Dini ve Ahlakı değerlere sahip eserler olabilir. Bununla birlikte önce kendimizi okuyalım. Gelin yeni bir başlangıç yapalım ve anlayarak okuyalım, yaşayarak anlatalım. Düşünelim, uygulayalım ve üreterek, eserler vererek sonuçlandıralım..!
Şener Mengene
Stratejist-Gazeteci-Yazar
Strateji Enstitüsü Genel Müdürü
YORUMLAR